34

2.2K 135 17
                                    

Kapının önünde ki çamurlu ayakkabılar görünce gülümsedim ve onlara doğru ilerlemeye başladım.

Alperenin bu hayatta en sevdiği ikinci şey yatağıydı.

Kendime zarar veremeyeceğime göre yatağına verecektim.

Çamurlu ayakkabıları hızla alıp içeri girdim ve odasına çıkmaya başladım. Jetonu yeni düşmüş Alperen ise arkadan 'defne' diye bağırmış ve koşmaya başlamıştı.

Ama çok geçti, elim kapının kolundayken oda gelip kendi elini koymuş ve kapıyı açmıştı.

Sırıtarak yatağının yanına koştum ve ayakkabıları yatağının üstünde tutmaya başladım.

"Bir adım daha atarsan yatağın mahvolur." Diyerek elimde ki ayakkabıları salladım. O ise sanki elimde silah varmışta kalbinin üstünde tutuyormuşum gibi bana bakıyordu.

Ellerini her şeye hazır bir şekilde tutarak "Şimdi güzelim onları yavaşça yere bırakıp bana doğru geliyorsun." Dediğinde sırıtıp bir parmağımı bıraktım.

"Defne gel bak şeytan doldurur, bırak onları."

Üzülmüş gibi yaparak "Biliyorum bu yaptığımdan sonra beni sevgililikten reddedeceksin ama abim olacak yaratığın beni bayıltmasına izin vermeyecektin be yakışıklım." Deyip ayakkabıları yatağının üstüne bıraktım.

Evet, yaptım... 

Alperen gözlerini sımsıkı yumup elini kalbine götürdüğünde kaşlarımı çatıp "Alperen ne yapıyorsun?" Diye sordum.

"Atmaya devam ediyor mu ona bakıyorum."

Bu cevaba kafamı sallayarak karşılık verdim, sanırsam tüyme vaktim gelmişti. Tam kapıya doğru bir adım atmıştım ki "Sakın kıpırdama." Dediğinde attığım adımı geri çektim ve yutkundum.

Yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladığında ben geri geri gitmeye başladım. Bu geliş hiç hayra alamet değildi.

"Şimdi ben sana ne yapsam?"

"Hiçbir şey?" Diyerek tatlı bir gülümseme ile cevap verdiğimde oda bana bir gülümsemeyle karşılık verdi. 

Ama daha çok 'aynen ondan' dermiş gibiydi. Aynı yavaş adımlarla dibime kadar girdi. Korkmuyorum desem yalan olurdu, Alperendi bu, ne yapacağı belli olmazdı.

"Gel öpeyim barışalım." Dedim ve alnına bir öpücük kondururdum.

Eliyle yüzümü kendinden uzaklaştırıp pencereye doğru ilerleyip bir sigara yaktı. Bir yandan da yatağına duygusal bakışlar atmaktaydı. Yatağını sandığımdan daha çok seviyordu herhalde. Çünkü şu an gözlerinde gerçekten hüzün vardı.

"Kızdın mı?"

"Kızdım."

"Bana yapmak gibi aklında küçük planların var mı?"

"Var."

"Ne gibi?"

"Görürsün."

Gülümseyip yatağa oturdum. Bana kıyamazdı o.

Yani inşallah.

Gözlemlerime göre fazla sigara içmiyordu, bu hem benim hemde kendi için daha iyiydi çünkü sigara kokusundan nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyordum.

Abilerimi saymazsak tabi.

Burnuma gelen kokuyla yüzümü buruşturup ayakkabılara dikkat ederek yatağa uzandım.

Bir kaç saniye geçtikten sonra cam kapanma sesi gelince kaşlarımı çatıp içeride içmemesini söylemek için doğruldum. Ama elinde sigarası yoktu.

Doktorun olarak! {Yarı Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin