~Barda dövüş~

113 18 49
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🫀

...

"Merhaba Çilen Solmaz,"

Yanlış duymadığıma emin olduğum kelimeleri dudaklarından döktükten bir süre sonra ancak anlayabilmiştim. Yada anladığımı sanıyordum. Aslına bakılırsa yanlış duymuş da olabilirdim, değil mi? Kendimi inandırmaya çalıştığım gerçek, ona bakmamla yüzüme adeta bir tokat gibi çarptı. Kahretsin, doğru duyuyorum.

Derin bir nefes alıp içimde tutuşmaya başlayan yangına rağmen sakin kalmaya çalıştım. Herhangi bir yanlış anlaşılma olabilir, yani umarım. Biraz sonra zihnimi istila eden düşüncelerle bu ihtimali de geldiği yere yolladım, soyadımı bilmesi ne tür bir yanlış anlaşılmaydı.

Derin soluklarımın arasında sakin bir tavıra bürünme çabam, bana bakmaya devam ettiği her saniye içimdeki alevin daha da harlanmasıyla gerçekleşmeyeceğini belli etmişti. Birde başımıza bu çıktı, harika!

Su yeşili gözlerinin ağırlığı şuan yumuşak bi yüz ifadesinde olmasına rağmen etkisini hiç kaybetmemişti. Gözlerinde duygular gizliydi, benim anlamaya gücümün yetmediği derin duygular.
Orada olduğunu biliyordum, ama saklıydı içindekiler. Yanlızca var olduğunu biliyordum. Gerisi yoktu. Şimdi ise onunla ilk karsılaştığımda çözmek istediğim saklı duyguları bana her baktıkça sinirlerimi geriyordu.

Kendimi sakin kalmaya zorladıkça gözlerinin üzerimdeki ağırlığıyla daha da sinirleniyordum ki bu hiç iyi değildi. Ona aynı şekilde baktım bu defa, çekmedim gözlerimi. Belki rahatsız olup çekerdi gözlerini, ama o beni şaşırtarak ona baktığım 1 dakikanın ardından gülmüştü. Bu bende kopma noktası olmuştu. Kendimi bu sefer tutmayarak bir hışımla ayağa kalktığım gibi sesimi yükselttim. Sinirlenmemenin canı cehenneme! Bu adamın tatlı dilden anlayacağı yok!

"Ne diyorsun sen ya! Kimsin ve soyadımı nerden biliyorsun!"

Gözlerinde parıltılarla yerden doğrulup bu tavrımı izlemeye başladı. Keyifli olduğu her halinden belliydi, ukala şey! Aramızda boy farkı olduğundan bana yukarıdan bakıyordu. Ellerini cebine yerleştirip üzerime doğru eğilince geri çekilmedim. Konuşmayarak hareketlerimle ona meydan okudum. Eğer beni araştırıp soyadımı bulmuşsa bunu da çok iyi bilmeliydi.

"Sakin ol."

Bu adam ciddi mi? Sanırım gerçek manada sabrımı sınamak için gelmişti.

"Soruma cevap ver!"

Bu tavrım ona komik gelmiş olamlıydı, gülüyordu! İçten güldüğünü yüz mimiklerinden çözebiliyordum. İşte bu daha can sıkıcıydı, benimle resmen dalga geçiyor.

Neden bütün piskopatların beni bulduğunu sorgulayarak ona bakmaya devam ettim. Ciddi anlamda belayı kendime çekiyordum sanırım, ve bu oldukça can sıkıcı.

Yüzündeki gülümsemeyle bana doğru bir adım daha attınca ne yaptığına anlam vermeyerek yüzüne baktım. Bir adım daha atım dibime girince olup onu itecektim çekilecektim ki bileğimden tutmasıyla gözlerimi yumarak sakinleşmeye çalıştım.

"O elini hemen çek, ben çekersem hiç hoş olamayan şeyler olur." Bilerek ılımlı bir tavırla söyledim ki yine beni dinlemezse bu defa bu kadar hoş davranmayacaktım. Gözlerimi açtım ve direkt olarak gözlerinin ta içine baktım.

~İSYANKÂR🫀~Where stories live. Discover now