~Anlamsız..~

83 14 29
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🫀

...

Karanlıkta yere düşmemek adına minik adamlar atıp, etrafı karanlık ortamın el verdiği şekilde inceliyordum. Ama gördüğüm yanlızca karanlıktan ibaretti. Çok karanlıktı. Nerede olduğumu öğrenmem gerekirken ben bir adımı bile zor atıyordum. Az sonra küçük adımlarla ulaştığım köşeyi dönmemle eş zamanlı olarak bir ışık hüzmesi gözüme çarptı. Sanırım pencereden geliyordu.

Adımlarımı biraz daha hızlandırıp ışığın daha yoğun olduğu yere bakınca düşündüğüm gibi pencereden geldiğini anladım.

Dışarıya bakınca Vuslatın olduğu sokak bakış açıma girmişti.
Kaşlarım havalanırken demek burası barın üst katı diye düşündüm. Aslında burayı bilmememe şaşmamalı, sonuçta her gün insanların bilmem neler yaptığı kata çıkmıyordum. Bu düşünceyle yüzümü buruşturdum. İğrenç.

Hâlâ barda olduğum için derin bir nefes alıp verdigimde daha rahatlamıştım, ama o anda aklıma bir yığın düşünce silsilesi akın etti. Ne yani az önce üzerinde türlü türlü haltların yaşandığ yatakta mı yatmıştım..

Öğhhğhh

Bu düşünce mide bulantımı tetiklemişti. İğrenti ile içim titrerken hızlı adımlarla bu katta olan lavaboya doğru ilerledim.

Taşıyorsun, bari temiz bir yatağa yatır be adam.

Bunun gerçek olmasına inanamak istemeyerek bir açık bulmaya çalışırken tür odaların kırmızı tonları ile döşendiğini hatırladım. Tuttuğum nefesimi anında bıraktığımda hiç bu kadar rahatladığımı hatırlamıyordum. Kalktığım oda simsiyahtı.

Allah'ım şükür,

Acaba kimin diye düşünürken bu sorunun cevabı ben burdayım diyordu. Belli ki Asaf denen adamındı.

Hızlı adımlarla üzerinde kadın logosu olan kapıdan içeri girerken vakit kaybetmeden ellerimi yıkamak için lavabonun önünde durdum. Eğilip ellerimi musluğa uzatmıştık ki tırmaklarımın arasındaki kurumuş kanı fark ettim.

Birkaç saat öncesinin eseriydi bunlar,

Kana baktıkça içimin gittiğini hissedince koluma zarar verdiğim için yer yer yanan yerleri umursamamaya çalışarak ellerimi ard arda sabunlayıp duruladım.
En sonunda el yıkama seansım bittiğinde yüzüme de kendime gelmek için su çarpmıştım. Aynaya bir bakış atarken bu ben miyim diye düşünmeden edemedim, kendimi zombiye benzetmiştim.

Saçlarım dehşet şekilde dağılmış ve göz altlarım yer yer kararmıştı. Bu çökmüş halime oflayarak ıslak ellerim ile saçlarımı taramaya çalışarak kendime çeki düzen vermeye çalıştım.

En son işim bittiğinde çıkışa doğru ilerledim.

Acaba saat kaç..

Aklıma saat gelince güneş yeni yeni doğduğu için 6 civarı olabileceğini düşündüm.

Olabildiğince hızlı şekilde aşağı inerek etrafı kontrol ettim, tahmin ettiğim gibi hiç kimse yoktu. Yerlere de bir göz attığımda etrafın tertemiz olduğunu gördüm. Benimle birlikte mesaisi olan tatlımı tatlı arkadaşım Hilal'in etrafı toparladığını anlamıştım.
Ona teşekkür etmeyi aklıma kazıyarak bar tezgahının arkasındaki personel odasına girdim. Çantamı bıraktığım yerde bulunca tuttuğum nefesimi bırakıp çantamı omzuma takım ve telefonumu elime aldım. Açıp baktığımda yanılmadığımı gördüm

~İSYANKÂR🫀~Where stories live. Discover now