Tanıtım

184K 3.3K 95
                                    

"Bu kahve neden soğuk Hazel Hanım?"
Gözlerimi devirmemek adına büyük bir çaba sarfederken yüzüme yapmacık bir gülümseme kondurdum.
"Daha yeni getirdim efendim." diye cevap verdim sakin bir ses tonuyla.
"Soğumuş bu. Yenisini getir lütfen."
Ah! Çıldırmak üzereydim. Sabahtan bu yana getirdiğim beşinci kahveydi.
"Peki efendim." diyerek odadan çıktım.
Şimdi görürdü o!
Merdivenleri sinirden tepinircesine kırmak üzere iken nihayet mutfağa varabildim.
Kahve makinesini çalıştırıp şeker kavanozunun yanında duran tuz kavanozunu elime aldım.
Birkaç dakika sonra hazır olan kahveyi elime alıp yüzüme sinsi bir sırıtış kondurdum.
Bir kaşık dolusu tuzu kahveye atıp özenle tepsiye yerleştirdim ve odanın yolunu tuttum.
Kapıyı çalıp talimat gelmesini bekledim.
"Gir." İçinde kibri barından soğuk ses tonu bir an için ürpermeme neden olup kaçmam gerektiği hissi verirken geri adım atmayarak kapıdan içeri girdim.
Donuk kahverengi bakışları beni bulup aynı saniyede tekrar ayrıldı. Birazdan olacaklar bana alttan alttan korkuyu verirken yüzümü ifadesiz tutmak için çabaladım. İçimde bir gülme isteği uyanıyor fakat sonra karşımdaki insanın Yiğit Baturalp olduğu aklıma gelince kendime hakim olmanın sınırlarını zorluyordum.
"Kahveniz." dedim kahveyi masasının üzerine bırakarak. Geri çekildim ve ona baktım.
Aradan bir iki dakika geçmesine rağmen içmedi. Yüzüm yavaştan asılırken birden bana bakması ile kendimi toparladım.
"Evet?" dedi sorarcasına.
"Evet?" diye cevap verdim, ne diyeceğimi bilemeden.
"Birşey mi söyleyeceksiniz Hazel Hanım?"
Anlamsız bakışlarımı ona yöneltip "H-hayır." dedim kekeleyerek.
Elini kaldırıp arkamdaki kapıyı gösterdi.
"Öyleyse çık."
Şaşkın bakışlar eşliğinde "Afedersiniz." diyerek odadan çıktım.
Onun o suratını parçalamak istiyordum. Koca bir odunu kafasında kırmak, bu şirkettin en üst katından onu aşağı atmak, içimde biriken tüm sözleri onun suratına bağırmak istiyordum. O kadar sinir bozucu bir insandı ki onu seven kadının Allah yardımcısı olsun demeden edemiyordum. Bir çocuktan, huysuz bir yaşlı amcadan farkı yoktu. Bir insan çalışmayı bu kadar sever miydi ya? Onun için varsa yoksa işti ve tabi beni çıldırtmaktı bir de.
Onun bu hallerine mecburen katlanmak ise bana en çok acı verendi. Mecburdum onun yanında çalışmaya. Okumak için ve tabi en önemlisi ise biricik annem için.
"Hazel Hanım!"
Şirketi inleten bağırtıyı duyduğum anda inmekte olduğum merdivende donakaldım. Şirket çalışanları aynı anda bakışlarını bana sabitledi. Gözler bir bende bir Yiğit Bey'in odasında dolaşıp dururken derin bir nefes aldım ve hiçbir şey olmamış gibi merdivenleri inmeye devam ettim. Tabii ikinci bağırtıyı duyana kadar.
"Hemen. Odama. Gelin!"
•••
Eveeet. Tanıtım bölümüyle karşınızdayım. Nasıl buldunuz? Yorum yapmadan geçmeyin çünkü birinci bölüm ona göre gelicek. Neler düşündüğünüzü merak ediyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Okuduğunuz için şimdiden teşekkür ediyorum ve yorumlarınızı bekliyorum. Kendinize iyi bakın :)

Özel 'Asi'stan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin