|25|• Sevmek

49.1K 1.4K 116
                                    

Bölüm Şarkısı: R. O. D. Y Dünyada- Türkü
***

Duyduklarım gerçek miydi?

Ben gerçekten içimin boşluğuna denk olan o anahtarı bulmuş muydum?
O anahtar gerçekten benim ruhuma mı uyuyordu?

Yaşadığım şok ve akabinde beni esir alan o mutluluk.
Seviliyordum. Sevdiğim adam tarafından seviliyordum.

Onu yalnız başıma sevmeye bile razıyken bunu duymak elbette beni heyecanlandırmıştı. İçim içime sığmıyordu. Kalkıp ona sarılmak, her şeyi yanlış anladığım için özür dilemek istiyordum.

Lakin gurur denen bir şey vardı ve ben sarf ettiği o sözleri bir kez olsun aklımdan çıkaramamıştım.
Omar Abdullah yüzünden kalbimi kırmasını öyle kolay affedemezdim.

Yiğit, benden bir tepki beklercesine gözlerimin içine bakıyordu.
Sessiz kaldım. Önümde duran bardaktan bir yudum su içtikten sonra derin bir nefes alıp söylediklerini sindirmeye çalıştım.

"Ben..." diyebildim uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra. Duraksadım. Yiğit'in sabrı beni şaşırtacak derecede sağlamdı.
"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum." Yiğit, masanın üzerinde duran elimi sıktı.
"Tüm o yaşadıklarımı kolayca unutup önüme bakamam." dedim avucunda sıkıca tuttuğu elimi çekerek. Bana şaşkınca baktı.
"Sana her şeyi açıkladım Hazel." dedi inanamaz bir ses tonuyla.

Derin bir nefesi daha dudaklarımdan içeri yuvarladım. Gözlerimi ondan kaçırıp camın ardından görünen insanlara diktim. Hayat her anlamda devam ediyordu.

"Bana anlatmış olman yalnızca görünen dış kısmı. Sen beni kırdın Yiğit. Hem de defalarca."

Yiğit, ellerini saçlarından geçirip ardına yaslandı.
Bense kucağımda birleştirdiğim ellerime bakıyor, parmaklarımla oynuyordum.

"Bazı şeyler kolay unutulmuyor. Bana sarf ettiğin o sözler hâlâ bir kıymık gibi boğazıma batıyor. Kelimelerin hâlâ beynimi kemiriyor."

Gözlerim yaşardı. O kıymık tekrar boğazımda yer aldığında başımı yukarı kaldırıp göz yaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Ama nafile. Bir damla yaş göz pınarlarımdan intihar etti.

İnsanların bakışları üzerimizde gezindiğinde Yiğit'e baktım.
"Gidelim." dedim, çantamı omzuma takarken. Başını sallayıp ayağa kalktı.

Ben de kalkıp onu takip ettim. Kasada hesabı öderken kollarımı birbirine sarıp onu izledim.

Onu seviyordum. Bu zaten bilinen bir gerçekti. Ona karşı hislerime ne kadar engel olmak istesem de dönüp dolaşıp yine onda duruyordu kalbim. Ben kendime ne kadar yasaklasam da her geçen gün ona olan aşkım daha da artıyordu.

Onu düşünmeden kafamı yastığa koyduğum bir gün bile yoktu. Beynimin bir yerinde illaki o vardı.
Durup dururken gülüşünü hayal ediyor, binlerce kez aynı sahneyi gözümde canlandırıyordum.

Onun gökyüzünde yerim olmadığını uzun zaman önce kendime kabul ettirmeye çalışsam da başarısız olmuştum.

Ve şimdi beni sevdiğini söylediği için içimdeki o belirsizlik daha da büyümüştü.

Ben onu sevmeye hazır olsam da, o beni sevmeye hazır olsa da dünya bize hazır değildi.

Sahte de olsa şu an başka bir kadının nişanlısıydı ve bana göre birlikte olmamız doğru değildi.
Çünkü Lale de onu seviyordu. Ve ben kendimi onun yerine koymaktan alıkoyamıyordum.

Yiğit hesabı ödeyip bana döndü. Elini tutmam için uzattığında şimdilik ne isterse yapmaya karar verip uzattığı eli tuttum.

Bugün sadece içimden geleni yapmak istiyordum. Çektiğim onca acının bir ödülü olarak sadece istediğim şeyleri yapabilmek için bir gün kendime izin vermek istiyordum.

Özel 'Asi'stan Where stories live. Discover now