12.bölüm | Albina

12.8K 937 134
                                    

Adela o kadar şaşırtmıştı ki donup kalmıştı. Rodrigo'nun eli Adela'nın boynuna ulaştığında Rodrigo dudaklarını Adela'nın dudaklarına daha fazla bastırdı ve öpmeye devam etti. Adela'nın dudakları yanıyordu. Tüm vücudu yanıyordu. O kadar sersemlemişti ki yaptığı şeyin farkında bile değildi.

Adela şaşkınlığını üstünden attığında Rodrigo'nun göğsüne elini koyup hızla geri itti ve kendisinden uzaklaştırdı. Kalbi inanılmaz derecede hızlı atıyordu. Şu kısacık zamanda terlemişti. Derin derin nefesler alıyordu. Çünkü az önce nefes almak ona yasaklanmış ve bu sefer Rodrigo'nun gözlerinde değil dudaklarında esir kalmıştı ama doğru şeyi yapmış; geç de olsa onu reddetmişti. "Sen az önce ne yaptın?"

"Susman için sana istediğini verdim. İstediğin yoksa bu değil miydi? Daha fazlasını mı istiyorsun?"

Adela'nın gözleri doldu. Bunu yaptığına inanamıyordu. Dediklerine inanamıyordu. Onunla oynuyordu. Adela ağzını açsa da tek kelime bile edemiyordu. Eğer konuşmaya çalışırsa hıçkırarak ağlayacağını biliyordu. Konuşmaya çalışırsa duygularına yetersiz kalacaktı cümleler. O boşluğu ise göz yaşları dolduracaktı.

Adela kafasını yavaşça iki yana salladı. Bu küçük hareket aslında çok şey ifade ediyordu. Bu kadar aşağılık olduğu için ailesine acıyordu. Hayatta hep mutsuz olmasını diliyordu. Rodrigo'nun yüzüne son defa iyice baktı yaptığını unutursa bu yüze her baktığında hatırlamak için. Sonra hızla odanın kapısının kilidini açtı ve dışarı attı kendini. Kapıyı tüm gücüyle kapadı. Kapının sesi boş koridorda yankılanırken Adela koşmaya başladı. Kendini olabildiğince hızlı oradan uzaklaştırdı. Göz yaşları ise çoktan ondan habersiz yanaklarından iniyordu. Nasıl da kolay yıktı beni diye bağırdı içine.
Nasıl da kandırdı ama?!

Adela sarayın çıkış kapısını görünceye kadar koşmaya devam etti ardından dışarıya çıktı. Sarayın her yanında sanki onu göreceklermiş gibi hissediyordu. O halini kimsenin görmesini istemiyordu. Tek düşündüğü oradan uzaklaşmaktı. Kaçmaktı. Acı çekiyordu. Onu kullanmıştı, üstüne hakaret etmişti.

Adela önüne bakmadan koşuyordu. Ormana girmişti. Bir kaç kere düşmüş, hala ağlarken kalkıp yeniden koşmaya devam etmişti. Ona çok sinirliydi, kırgındı. Hayatını mahvetmekten başka bir şey yapmıyordu. Her seferinde daha ne kadar ileri gidebileceğini merak ederken hep daha kötüsünü yapıyordu. Adela uçurumun kenarına ulaştığında durdu ve dizlerinin üstüne çöktü. Ağlaması şiddetlenirken ellerini yere koydu ve öne doğru eğildi. Ağlaması küçük nefeslere dönüşene kadar ağladı. Onu düşünmek istemiyordu. Neden girdin ki rüyama? dedi Adela içinden isyan ederek. Nereden girdin hayatıma?

Adela bir süre denizi izledi. Ufku görebiliyordu. Mavi deniz ve onun kadar mavi gökyüzünün nefes kesen uyumunu görebiliyordu. Denizin üstünde uçan kuşları görüyordu. Güneşin ışıklarının tenini yakışını hissediyordu.

Ayağa kalktı. Gözleri acıyordu. Gözyaşları yanaklarında kurumuştu. Ayağa kalkıp uçurumdan yavaşça indi ve ellerini suya daldırıp suratına çarptı. Ardından elleri saçlarını buldu. Kendine gelmeliydi. Bu kadar güçsüz olmamalıydı. Ona yaptıklarını ödetmeliydi. Onun çektiği acının daha fazlasını o çekmeliydi.

Adela yavaşça kayaları tırmandı ve yukarıya çıktı. Koşmaktan ve ağlamaktan bitkin düşmüştü. Bir ağacın gölgesinde oturdu. Ayaklarını kendisine çekti ve ellerini dizlerinin üzerine koydu ve olanları unutmaya çalıştı.

∆∆∆

Rodrigo saraydan dışarıya çıktığında Lia Rodrigo'nun yanına geldi. "Rodrigo, Adela'yı gördün mü?"

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin