23.bölüm | Yıldızlar

12.3K 820 93
                                    

"Kendine dair ilk hatırladığın şey ne Rodrigo?"

"Annem. Senin?"

"Ben küçükken hep karla kaplı bir yerdeydim. İlk hatırladığım anılarımdan biri yağan karı izlediğim pencere. Bazen dışarıya çıkar ve boyumu geçen karın üstüne atlardım."

"Günlerce hasta kalmışsındır."

"Hayır. Hiç hasta olduğumu hatırlamıyorum."

Adela tebessüm etti. Küçükken her şey daha kolaydı, daha masumdu. İçinde kötülüğe dair bir fikir bile yoktu. Batan güneşe doğru elini uzattı. "Yaşadığım yerde hep sis olurdu. Hava açmazdı. Güneşi gördüğüm ilk zamanı hatırlıyor gibiyim. Bembeyaz dünyamda sapsarı bir ışık. Korkmuştum. Gökyüzündeki ateş derdim ona."

Adela güneşin batarken ki renklerine baktı uzun bir süre. Hiç konuşmadı, sadece izledi. Yeni hayatına başlamadan önce sadece bir gün istemişti Rodrigo'dan; herkesten uzak geçirecekleri bir gün. Neredeyse hiç konuşmamışlardı. Denize karşı oturup manzarayı izlemişlerdi. Hava kararıp yerini parlak yıldızlara bıraktığında geriye doğru uzanmışlardı.

"Yıldızlar hakkında anlatılan bir hikaye var. Dinlemek ister misin?" Adela Rodrigo'ya döndü. Ondan böyle bir teklif beklemezdi. Konuşkan bir yapısı yoktu. Gün boyunca onunla birlikte susmuştu. Ona soru sormadan sesini duymamıştı. 

"Çok eskiden gökyüzünde sadece iki yıldız varmış. Birisi beyaz diğeri ise sarı renkte imiş. Beyaz yıldız gökyüzünde sarı yıldızı izlermiş her gün. Sadece onu görebilirmiş. Sarı yıldız ise ışığı az olan beyaz yıldızı göremezmiş. Bu yüzden onun varlığından haberi yokmuş. Çok yalnız hissediyormuş kendisini. Beyaz yıldız onun için karanlıkla savaşmaya başlamış. Işığını yayabildiği kadar fazla yaymış. Sarı yıldız onu fark ettiğinde çok mutlu olmuş. Beyaz yıldız her gün kendisini görebilmesi için parlamış gücünün yettiğince. Kendisini göstermek için tüm gücünü sarf etmiş. Sonra, bir gün paramparça olmuş. Parçaları her tarafa yayılmış. Bazı parçaları ona yakınlaşmış bazıları uzaklaşmış. Ondan geriye sadece bir taş kalmış. Sarı yıldız çok üzülmüş. Ondan geriye kalan taşı aydınlatmak için kendi ışığını karanlık olduğu zaman ona vermiş. Sabahlar sarı yıldıza, akşamları parçalanmış beyaz yıldıza ait olmuş."

"Peki neredeler?"

"Sarı yıldız güneş. Beyaz yıldızın parçaları şu gördüğün küçük yıldızlar. Beyaz yıldızdan geriye kalan ise ay."

"Çok güzelmiş." Adela gökyüzündeki ay ve yıldızlara baktı. "Hiç bir araya gelemeyecekler ama karanlık da onları hiç yenemeyecek."

"Bazı şeyler için fedakarlık gerekir."

Adela başını iki yana salladı. Kabullenmek istemiyordu ama kendisinin yaşama sebebi de buydu: fedakarlık. Sakin hayatına son verecek, kendini savaşın -belki de ölümün- kollarına atacaktı. Bu uğurda belki de katil olacaktı. Bundan korkuyordu. "Büyücü olarak bizim kanımız da zehirli mi? Birini öldürebilir mi?"

"Bilmiyorum ama şu zamana kadar birini hiç zehirlemedim. Sen için durum farklı olabilir. Sen sadece büyücü değilsin aynı zamanda yönetici melezisin. Belki geçici bir hastalık yapabilir ama öldüreceğini sanmıyorum."

"İnsanlar büyücüleri kötü biliyor."

"Asıl kötünün onlar olmadığı ne malum? Onlara göre kötülük bencillikle bir. Çıkarların için yaptıkların kötülük sayılır mı? Büyücülerin bu savaştan çıkarı var. Bu bizim çıkarlarımızla çatışıyor diye onlar mı kötü oluyor? Burada sorulması gereken kim daha kötü değil, kim daha güçlü? Bu savaşı biz kazanmalıyız, çünkü biz istiyoruz. Hepsi bundan ibaret."

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin