20.bölüm | Dokunuş

11.5K 896 86
                                    

Adela akşama kadar orada kalmış ve biri onu duysun diye yardım isteyip durmuştu. Artık sesi kısılmış, boğazı kurumuştu. Kendini çok yorgun hissediyordu. İlacını içmesi gerekiyordu. Birde bunun üstüne hastalanmış, vücut ısısı yükselmişti. Zar zor aldığı nefesler bile yakıyordu onu. Nefes almak eziyet gibiydi. "Yardım edin..."

"Anibla?"

Adela Loras'ın sesini duyduğunda zorla ayağa kalktı ve kısılmış sesini olabildiğince yüksek tuttu. "Loras bana yardım et. Mahzendeyim."

Loras'ın hızla ilerleyen ayak seslerini duydu Adela. Sonunda onu biri duymuştu.

Mahzendenin koridoru direk denize çıkıyordu. Loras ise denizde yüzerken duymuştu Adela'nın sesini ve hızla ona doğru ilerliyordu. Koridora çıktığında tüm hücrelere teker teker baktı. Sonunda Adela'ı görünce durdu. Parmaklıkların arasından ona baktı. Bakışları bile burada neler yaşadığını anlatır gibiydi. Loras ellerini içeriye uzattı ve Adela'nın yüzünü avucunun içine aldı. "Seni buradan çıkaralım."

Loras ellerini Adela'dan çekip etrafına baktı. Biraz ileride asılı olan anahtarı gördüğünde hızla anahtarı aldı ve kapıyı açtı. İçeriye girdiğinde Adela hızla Loras'a sarıldı ve ağlamaya başladı. Sinirleri alt üst olmuştu. Öleceğini düşünmüştü. "Teşekkür ederim, Loras."

Loras da Adela'ya sarıldı. Her şeyin düzeleceğine söz verdi. Onu sakinleştirdi. Sonunda ağlaması durduğunda ondan ayrıldı ve ne durumda olduğuna baktı. Harap olmuş vücudunu görünce tereddüt etmeden kucağına aldı ve oradan çıkardı. Adela'nın eli mahzenin parmaklıklarına son kez değdiğinde gözleri yine kararırken kendisini farklı bir anıda buldu.

Yine zindandaydı. Etraf temizdi, sular altında değildi. Meşalelerin aydınlattığı zindan aydınlıktı. Yukarıdan o kadar çok ses geliyordu ki Adela korktu. Çünkü savaş sesleriydi bunlar; kılıç sesleriydi, atların ayak sesleriydi, insanların ölmeden önce son haykırışlarıydı bu sesler ve daha fazlası vardı. Adela bir kadının haykırışlarını duyuyordu. Bir hücreden geliyordu bu ses. Adela mahzende ilerlerken bir ses daha yükseldi kulaklarına; bir bebeğin ağlama sesiydi bu da. Adela ilerlemeye devam ederken kadının kanlı elinin parmaklıklardan kayışını gördü ve aniden karardı yine gördükleri.

Adela gerçek hayata döndüğünde karanlık mahzende değildi. Loras'ın odasındaydı. Yatakta yatıyordu. Loras da başındaydı. Titreyerek doğrulmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Bütün vücudu yanıyordu ama üşüyordu. Loras Adela'nın uyandığını gördüğünde onu yavaşça doğrulttu. "Bayıldın."

Bayılmamıştı, bir anı görmüştü yine. Bir kadının mahzende doğum yaptığını görmüştü ama kadının kim olduğunu görememişti.

Loras Adela'nın alnına ve boynuna elini koydu. Vücudu alevler içerisindeydi. Çok hastaydı ve yatarak iyileşemezdi. Adela'yı yine kucağına aldı. "Senin soğuk suyla yıkanman lazım."

"Hayır!"

Banyoya gittiklerinde Adela Loras'ı sıkıca tuttu. Soğuk su fikri onu dehşete düşürüyordu. Deli gibi üşüyordu ve soğuk suyla yıkanamazdı. Onu oturtmaya çalıştığında bile elleri gevşememişti.

"Çocukluk yapma. Daha fazla hasta olacaksın. Ayrıca su ılık olacak, sadece biraz soğuk gelecek. Tamam mı?"

Adela Loras'ın güven veren sesine kulak verdi ve yavaşça bıraktı. Kaçamayacağının farkındaydı. Bu hastalıktan kurtulacaksa yapması gerekiyordu. Loras ılık suyu hazırladığında ona direnmedi. Başından aşağı dökmesine izin verdi ama o kadar üşümüştü ki dişleri artık birbirine vuruyordu. Her döküşünde irkiliyordu. Loras'ın elini tuttu. "Çok soğuk."

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin