22.bölüm | Ateş

12.3K 883 155
                                    

Adela derin bir nefes alıp hızla yattığı yerden kalktı. Ter içindeydi. Sanki nefes almayı unutmuştu fakat bu ona acı vermiyordu. Boşluktaydı, onu içine çekmiş korumaya çalışıyordu. Boşluk kahramandı, hiçlikten gelen kahraman ama uzun sürmedi. Dibe öyle bir düştü ki aldığı nefesler ateş olup yaktı göğsünü. Görüntüler zihnine öyle bir vurmuştu ki vücudu sarsıldı. Dolan gözleriyle onu izleyen Rodrigo'ya baktı. "Nasıl hala yaşıyorum?" Adela'nın gözünden bir yaş usulca yüzünü okşayarak çenesine aktı.

Rodrigo Adela'nın kolundan tutup kaldırdı ve yüzüne dikkatle baktı. "Beni iyi dinle. Bunlarla başa çıkmalısın. Onları şimdi değil yıllar önce kaybettin ve üzülmeye zamanın yok."

Rodrigo onu aynanın karşısına geçirdi. Kendine baktığında alev almış nefesini tuttu. Her şey durmuş gibiydi. Gözleri kolyesi gibi beyaz, ay gibi parlaktı. Aklında tek bir söz dolanıyordu: "Ve aynalar gerçegi gösterecektir." Büyücünün onu işaretlediği gün olduğu gibi görünüyordu ama artık nedenini biliyordu.

"Büyünün etkisi geçti sadece. Sandığın gibi öldürmüyor. Annen sandığın kişi seni korumak için yalanlar söylemiş. İşte buradasın. Sen hem büyücü, hem yönetici melezi hem de Erom hanesinin geriye kalan tek üyesisin. Soy adını layığıyla taşı."

Bir melezdi. Bu öğrenilirse öldürülecekti. Bir de, Erom hanesinden olması kesin ölüm sebebiydi. Tüm yaşananların ağırlığını taşıyordu şimdi. Annesi savaşın ortasında kalmış, kendisini kurtarmak için ölmüştü. Harke kim bilir nasıl ölmüştü? Bunların tüm sorumlusu savaş girişimini düzenleyenlerdi ve hepsine hesap sormak istiyordu fakat ne yapacağını bilmiyordu. Olanları  düşünmek istemiyordu fakat elinde değildi. Artık tüm dünyası yaşananların izleriydi. Kapana kısılmış gibiydi. Ne bir adım atabilir ne geri çekilebilirdi.

Üzgündü. Babası ve annesinin gerçekte kim olduklarını kabullenmek zordu. Yıllardır bir anneye sahipti zaten. Ona bağlıydı. Öğrendiği gerçek ise bir kabus gibiydi. "Hayır, bunu istemiyorum. Melez olmak istemiyorum. Bu gerçekleri istemiyorum!"

Adela hızlı bir şekilde kafasını sallıyor ve tüm bunların bir rüya olmasını umuyordu. Uyanmak istiyordu. Kaldıramayacağı kadar ağırdı bu gerçekler, sorumluluklar. Hıçkırarak ağlıyordu.

Rodrigo Adela'yı sakinleştirmek için ellerini omuzlarına koydu. Kendinden geçmiş gibiydi. Ona ulaşamıyordu. Elleri yüzünü buldu ve kendisine bakması için zorladı. "Sakin ol. Sana kimse bir şey yapamayacak. Babam ve ben buna izin vermeyiz. Senelerdir seni arıyorduk. Diğer krallar bulmadan önce seni bulmamız gerekiyordu. Bu yüzden bir şekilde senin zihnine ulaştım ve seninle konuşmaya çalıştım. Sen bunları rüya olarak görmüşsün..."

Adela kaşlarını çattı. Her şey kafasında yerine oturuyordu. Yaşadığı hiçbir şey tesadüf değildi. Rodrigo'yu tesadüfen görmemişti rüyasında. Tesadüfen karşılaşmamıştı o beyaz kaplanla.

Yaşananları hazmedemiyordu. Hayatının bu kadar hızlı değişmesine inanamıyordu. Geleceği ile alakalı kurduğu hiçbir hayale benzemiyordu. Dağ başında bir kulübede annesiyle yaşayan ve geri döndüğünde aynı hayata devam edecek önemsiz biriydi. Şimdi ise tüm Akrepol'ün kayıp varisiydi. Bir taraftan Rodrigo konuşmaya devam ediyordu: "...Annemin, annenin, babanın; tüm bu yapılanların intikamını ancak sen alabilirsin. Beyaz tahta oturmalısın. O tacı sen giymelisin yoksa çok daha kötü şeyler olacak."

"Ne olacak?"

"Bunları sonra konuşuruz."

"Anlat!"

Adela'nın yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Gözlerinin ışığı sönmüştü. Tamamen savunmasızdı. Olanlar, olacaklar ona fazla gelebilirdi. O zamana kadar iyi bile idare etmişti. Söylememesi daha iyiydi ama bilmenin onun hakkı olduğunu biliyordu Rodrigo. "Bütün ırklar Erom soyuna yeminliler. Büyücüler saf soylu değil. Kimseye yemin borçları yok. Bu yüzden Erom soyunun son üyesinin varlığını bulduklarında onu öldürmekten çekinmelerine de gerek yoktu."

GİRİFT : YöneticilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin