Korku

19.2K 1.6K 795
                                    

Umarım iyi anlaşırız da ne biçim bir giriş cümlesiydi böyle? Sanki bizim için onunla iyi anlaşmak bir lütufmuş gibi konuşmuştu. Sinir bozucu haline göz devirmemek için kendimi zor tutuyordum. Odamda beraber kalacağımız kızlar çocuğun hemen yanına gidip tanışma niyetine içine düşmeye çalışıyorlardı. Bu kızlara zaten bir türlü ısınamamıştım.

Bazı kızların bu kadar ucuz olması bana hep mide bulandırıcı geliyordu. Üyelerin de tanışmak için yanına gittiğini görünce yerimden kalkarak yanına doğru yürümeye başladım. Jungkookun hemen yanına geçtiğimde beni fark edip biraz kenara çekildi. Gerçekten rahatsız olmamam için büyük bir özen gösteriyordu.

"Hoşgeldin, ben Soo Min. Umarım iyi anlaşırız dediğin gibi " sesim kinayeli ve soğuk çıkmıştı. Bunu bilerek yaptığım için nedense içimden gülmek geliyordu ama öyle bir şey yapmadım. Beni baştan aşağı süzüp yüzünün asıldığını görmemle kaşlarım istemsizce yukarı kalktı.

" Yardımcım sensin sanırım " dediğinde alaycı bir gülüş atmadan edemedim. Bu özgüveni nereden geliyor merak etmiştim açıkçası

" Ekibin başındayım" kendimden emin bir şekilde konuştuğumda şaşırır bir ifade oluştu yüzünde. Dışarıdan çok mu ezik gözüküyordum yani ?

" Ekibin başındaydın diyelim biz ona " diyerek yanımızdan ayrılığında arkasından bakakaldım. Ayrıca insanların içinde beni rezil etmişti

" Domuz kafalı, kendini ne sanıyorsa " diye söylendiğimde Yoongi saçımı ördüğüm için ensemin açıkta kalan kısmına eliyle vurdu.

" Senin ağzın bozulmaya başladı farkında mısın ?" dediğinde biraz utanmıştım, sabahki küfürüm de aklıma geldiğinde kafamı ondan çevirerek eski yerime döndüm. Salıncakları çocukluğumdan beri çok severdim zaten.

Şöyle bir çevremi incelediğimde herkesin mutluluğu göze net bir şekilde çarpıyordu. Ben telefonumla uzun bir süre oyalanırken gönüllü olan arkadaşlar mutfağa girmiş yemek yapmakla meşguldü. Nedense bu ortam uykumu getirse de Jiminin arabada söylediği şeyler beni çok rahatsız etmişti. Jungkookun tenine benden başka dokunan bir kız olduğunu bilmek tüm neşemi sömürüyordu.

Yemeklerimizi yiyip ateş yaktık ve etrafını çevreleyerek oturduk. Jungkook hafif çarprazımdaydı ama kafamı kaldırdığım an görebileceğim bir şekilde oturmuştu. Benimle ilgilendiği de yoktu zaten. Tae bir yanımda Junsun da her ne kadar istemesem de diğer yanımda oturuyordu. Sohbet esnasında Soo Young birden heyecanlanarak

" Size anlatmam gereken bir şey var. Yüzde yüz gerçek olan bir hikaye ve bu evde yaşanmış " dediğinde herkesin susup dikkat kesilmesiyle ortam bir anda farklılaşmıştı.

" Anlatsana " diye bağıran Tae resmen yerinde duramıyordu.

" O zaman beni bölmeden dinleyin, bir kaç yıl önce haberlerde gördüğüm bir olayı anlatacağım. Bu dağ evinde kulakları duymayan yazar bir kadın yaşıyormuş ve şu gördüğünüz diğer karşı dağ evinde de kız arkadaşı. Bir gün yazar olan bu kadın evinde bilgisayarıyla yazı çalışmaları yaparken kendi telefonundan bilgisayarına Skype araması geldiğini görmüş. Hemen evi göz ucuyla kontrol edip aramayı açtığında kendisinin dışarıdaki balkondan canlı bir şekilde çekildiği görüntülerini görünce kafasını oraya doğru çevirmiş ve yüzünde maske olan bir adam görerek kapıya doğru koşmuş. Adam kapıyı kilitlemesine izin verdiğinde kadının duymadığını bildiği için onunla oyun oynamayı tercih etmiş. Pencereden pencereye geçen adam kadını gözleriyle taciz ediyor ama asla içeri girip ona zarar vermiyormuş. Yan tarafta yaşayan komşusunun eve doğru geldiğini görünce her ne kadar bağırsada kapılar kilitli olduğu için sesini duyuramamış ve maskeli adam kapı ve pencereler boydan boya cam olduğu için kadının gözleri önünde komşusunu feci şekilde doğramış. Kadın duyamadığı için komşusunun kanıyla pencereye" o kadar korkmuştum ki devamını duymak istemediğim için birden sözünü kestim.

Senin Peşinden | JJK ✓Where stories live. Discover now