"Yarın"

26K 1.6K 1.3K
                                    

Şaşkınca Savcı Beyin dediğine odaklandım, seni yakınımda tutarak kullandım da ne demek oluyordu?

"N-ne demek istiyorsunuz?"

Derin bir nefes alarak elini elimin üstüne koydu ve yanağımdan süzülen yaşları sildi. Yaşının verdiği olgunluktan dolayı bu hareketleri bana çok şefkat yüklü geliyordu. Babamı özlemiştim.

"Bana yakın olmaya çalıştığınızı en başından beri biliyorum, Woo Jinin sana olan sevgisini kullandığını da"

Her şeyi biliyorsa buna neden izin vermişti? Onu kullanmama izin vermişti ama neden?

"Neden buna izin verdiğimi düşünüyor olmalısın? Aklın karışmış olmalı ama sana şunu söyleyebilirim ki Woo Jinin sana olan sevgisini kullanan bendim, sen değil"

Ne tepki vereceğimi bilemiyordum. Şu an elimden tüm umutlarım alınmış gibi hissediyordum. Bunları biliyorsa bana yardım etmezdi ki.

"Biliyorsun artık savcı kimliğim yok. Hatta ben diye biri yok. Bu dava yüzünden çocuklarımı, hatta her şeyimi kaybettim. Eski hayatımdan bana kalan tek şey o"

Gözüyle Woo Jini gösterdiğinde yüzü düşmüş, parmağını emerek şaşkın şaşkın bizi izlediğini gördüm. Muhtemelen parmağımı emiyor olsam ben de onun gibi gözükürdüm.

"Bu davanın peşini bıraktığım sanılıyor ama en başından beri hiç vazgeçmedim. Kendimi bir şekilde ölü gösterip dosyalarımı sildirdim fakat peşindeki adamı, hayatımı mahveden o adamı içeri tıkma fikrimden asla vazgeçmedim."

Sözünü bölmeden devam edecektim, her şeyi bana anlatacağını biliyordum. Bu sırada Woo Jin kafasını dizlerime koymuş uyukluyordu.

"Sana bunları neden yaptığını biliyorum. Beni artık ölü sandığı için yaptığım gizli işleri daha rahat yönetebildim. Sana attığı ilk mesajından itibaren neler olduğunu biliyordum. Yanındaki çocuk?"

"Jiyong" dememle yüzünde aydınlanma ifadesi oluşmuş ardından devam etmişti.

"Evet, o. Beni bulmak için bir motor yarışına katılmıştınız ve orada sizi bana yönlendirecek bir adam bulmuştunuz. O adam da benim adamım, bana geleceğinizi biliyordum. Bu yüzden tam karşı dairemdeki evde oturanları çıkartmak zorunda kaldım. Aslında ev sahibiniz de benim. Bana yakın olmak için gelecek ve tam karşı dairemin boş olduğunu görerek sevinecektiniz. Bana yakın olmak işinizi kolaylaştıracaktı, aslında siz benim işimi kolaylaştırıyordunuz."

Soluklanmak için durup kenardaki bardaktan bir yudum su aldı. Bense nefes bile almadan onu dinliyordum, bunlar benim beynim için çok fazla olan durumlardı.

"Neticede istediklerim oldu. Aslında sana bunları daha önce anlatacaktım fakat senin peşinde olan adamın asıl derdine ulaşmam gerekiyordu. Birkaç gün önce ona da ulaştım, artık sana söylememem için hiçbir sıkıntı görmüyorum anlayacağın"

Yerinden doğruldu ve bana  elini uzattı. Kibarlık ettiği için elini tutup ben de yerimden kalktım, daha sonrasında ise önden yürümeye başlamıştı. Sanırım peşinden gitmemi bekliyordu.

Onu takip etmeye başladım, üst kattaki bir odaya beni götürdü ve en soldaki odanın kapısını çaldı. İçeriden gelmemizi söyleyen tiz bir kadın sesi duymamla istemsizce kaşlarım yukarı kalkmıştı. Neyin içine düşmüştüm ben böyle?

Savcı beyden sonra içeriye ben de ürkekçe adım attım ve arkası dönük olan kız bana doğru dönünce neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Burada büyük bir ayna yoksa ya da ben bir halüsinasyon görmüyorsam kız benim neredeyse ikizim gibiydi.

Senin Peşinden | JJK ✓Where stories live. Discover now