♡25♡

2.1K 129 12
                                    

Jimin:


Mari'yi ellerimde görünce korkmuştum. Neyseki yetişe bilmiştim. Mari'yi kucağıma aldığım gibi revire götürdüm.

Bir süre Mari'nin baygın yüzüne baktım ve neyseki gözlerini açmaya başlamıştı. "Mari çok çalışıyorsun." Bana bakıp gülümsedi. Yorgun vücudunu kaldıracak hali yoktu. "Seni endişelendirdim demi?" "Tabiiki de. Sana değer veriyorum." Mari değer verdiğim insanlar arasıda 1. Neden diye sorarsanız benim bir ailem yok. Var ama yoklar gibi.

Mari yeniden gözlerini kapattı. Ders zili çalmıştı ama gitmiyecektim. "Jimin sen git. Bende dinlenip geliyorum." Kaşlarımı çattım. "Hiç bir yere kıpırdamıyorsun. Bende yanında olucam." Bu dediklerimin hoşuna gittiğinden emindim çünkü gülüyordu. Güldüğu zaman bende mutlu oluyordum. "Hadi uyu sen." Gözlerini yeniden yumdu.

Mari:

Kaç saat uyuduğumu bilmiyordum ama çok olmamıştı. Yan tarafa döniyim dedim ve yanımda uyuyan Jimin ile karşılaştım. Beni beklerken sıkılmış olamalı. Onun tarafına dönü ona sarılmaya karar verdim. Ama nedense yapamadım. Galiba utanıyorum. Ellerim tam Jimin'in sırtıyla buluşucakken geriçektim. Bir daha denedim ama yine başarısız oldum. Arkamı dönerek kızarmış yüzümü sakladım. Sahibinin Jimin olduğunu düşündüğüm eller beni sarıyordu. "Seni bekledim ama sarılmadın. Olsun ben sana sarılırım." Kullağımı doldurduğu fısıltı ile beni mutlu etmişti. Biraz zor alışıcam gibi geliyor. İlk adımı nedense ben atamıyor hep Jimin atıyor o hep beni şaşırtıyor! Bende yapmak istiyorum. Bir özgüvenle arkamı döndüm. Jimin'le göz göze gelmiştik. Burunlarımız değiyordu. Neredeyse aramızda 1 santim vardı. Ama ben yine uzak durmayı seçtim. "P-pardon birden ne yaptığımı anlama-" Jimin beni kemdisine çekerek vücudumu kollarıyla sarmıştı. Kafam Jimin'in göğüsüne gömmüş güzel kokusunu içime çekiyordum.

Hemşirenin içeri dalmasıyla Jimin neredeyse yataktan düşüyordu. Bende uyuma numarası yapmaya karar vermiştim. Yani yalnış anlayabilir gerçi yalnış anlaşılacak birşey yok herşey ortadaydı. "Mari nasıl?" Jimin cevap vermiş "Gayet iyi." "İyi o zaman uyanınca çıkabilirsiniz zaten son ders okul bitmek üzere." Kapı kapanma sesi duyunca gözlerimi açtım. "Bikerede birisi kapıyı çalsın." Haklıydı bu 2 oluyor! Hiç saygı yok... tabii annem benim.

"Kalkalım bence Jimin. Okul bitti zaten."  Kafasını salladı ve benim kalkmama yardımcı oldu. Evin yolunu tuttuk. Jimin otobüsle gidelim dedi ama ben redettim. "Mari benim evimde kalmak istermisin? Yarın hem tatil." "Eh?! ANNEME NE DİYİCEN?" Sırıttı. "Sevgilimin evinde kalıcam de." O kadar kolay sanki! "O-olmaz. Yarın buluşalım bir yerlere gidelim daha iyi." "İyi o zaman neyse zaten evlenin-" "Jimin sus..." Utanmıştım. Yüzümü ellerimle kapatıp yere çomeldim. Benim yanıma çömeldiğini hissettim. "İlk tanıştığımızda seni tomboy olarak görüyordum ama sonradan ne kadar KIZ olduğunu anladım." "NE BEN Mİ KIZ?!" Kıkırdadı. "Yaptığın hareketlere bak sana." Haklıydı...

Jimin'in yüzündeki tuhaf gülümseme benimde yüzümde oluşmuştu. "Her neyse ben gidiyorum. Yarın saat 12.30 gibi çıkarız." Kafasını salladıktan sonra arkamı dönüp evime girdim.

Varacolaci kitabımı okumayı unutmayın. Bu arada yorumlarınız gerçekten beni çok mutlu ediyor. Seviliyorsunuz ^^

Perfect Man // P.J.MTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon