IX. DÖNME DOLAP

973 77 84
                                    

"Siz varken gecenin karanlığı, pek bir aydınlık geliyor bana."

"Ellerine sağlık Elif, harika gözüküyor kızım."

Metin, sofrada bir önceki akşam yedikleri konserveleri görmesine rağmen her zamanki sözlerini tekrar etmişti.

"Annem hazırladı baba, ben yardım ettim sadece."

Koltukta sessizce oturan kardeşine döndü.

"Esma, hadi sofraya."

"Ama daha acıkmadım ki abla."

Metin, kızına baktı.

"Kuralımız neydi Esma?"

İçini çekip babasının yanındaki sandalyeye yöneldi.

"Eğer sofra kurulursa, herkes oturacak ve hep beraber yemek yenilecek."

"Hadi o zaman, ablanın sözünü dinle. Bak, Zeki abin başladı bile."

Zeki, kaşığı ağzına götürürken Metin'in söylediklerini duyunca öksürdü.

"Elinize sağlık Sevgi abla."

"Afiyet olsun yavrum, ne yaptık ki? Ahsen inmeyecek mi?"

"Biraz halsiz hissediyormuş kendisini, müsaadenizi istedi."

"Ben bir bakayım Ahsen ablaya, oraya götürürüm yemeğini." dedi Elif, Zeki durdurdu.

"Sen otur, ben teklif ettim. Aç değilmiş, endişelenmene gerek yok. Biraz halsizlik sadece."

Hep beraber yemeklerini yediler. Kaybettikleri onca şey, onca insan, birbirlerine daha da kenetlemişti onları.

***

"Esma uyudu mu kızım?"

"Az önce yatırdım baba."

Zeki, saatlerdir aklında dolanan sorunu dile getirmek istedi.

"Yemeğimiz iyice azaldı, bir şeyler yapmamız gerekiyor."

Elif, başıyla onayladıktan sonra babasına döndü.

"Baba, inadı bıraksan artık... Ne zamana kadar böyle devam edebiliriz?"

"Kızım, kaç defa konuştuk. Samsun çok uzak, orada neyle karşılaşacağımızı biliyor musun? Yunus dediğin çocuğun abisiyle buluşabildiği, hastaneyi temizlediği, hatta..."

"Devam etme lütfen, Yunus'a güveniyorum."

"Kaç kişi olduğumuzun farkında mısın? Hepimizi kabul edecekler mi, doğruysa bile?"

Zeki, alnına dokundu.

"Metin abi, burada daha ne kadar dayanabiliriz? Biz onu zamanında okula kabul ettik. Yunus, bizi yarı yolda bırakmaz."

"Peki, Samsun'a nasıl gideceğiz? Ne kadar riskli olduğunu söylemeye gerek var mı?"

"Bu saatten itibaren her seçenek riskli. Ben, en az riskli olanı seçelim diyorum. Cansu, haksız mıyım?"

Cansu, sessizce konuşulanları dinliyordu. Zeki'nin sorusu üzerine yavaşça kalkıp odasına geçti. Zeki, nefesini tazeledi.

"Cansu'nun bu durumu hiç iyi değil. Kendisini toplaması gerekiyor."

"Üstüne gitme kızın!" Elif, kendini kontrol edemeyip sesini yükseltmişti. Esma uyanmasın diye, sessizce devam etti.

"Üstüne gidip durma kızın. Son günlerde, ailesini, Hakan'ı kaybetti. Biraz zaman tanı."

GECENİN KARANLIĞINDA: SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin