XII. YENİ EV, YENİ YÜZLER

903 79 88
                                    

 "Seninle taptaze bir sayfa açmaya da, yepyeni günlere kucak açmaya da varım Yunus."

"Zeki?"

"Yunus?"

Elinde, zamanında ona bıraktığım tüfeği; omzunda, okulda yanından ayırmadığı baltasıyla karşımda duruyordu. Tüfeğimi Ömer'e uzatıp Zeki'ye sıkıca sarıldım. Sonra birden yakasına yapıştım. Gözlerinin içerisine yalvarırcasına bakıyordum.

"Elif nerede Zeki?"

"Merak etme, güvende."

"Beni ona götür!"

Gülümsedi.

"Ben de iyiyim, sağ ol sorduğun için."

"Herkes silahını indirsin." dedim.

Kimliğini bilmediğim adam, hayretle etrafa bakınıyordu sadece. Nefesini tazeledi.

"Birisi, burada ne olduğunu anlatabilir mi?"

"Sana bahsettiğim adam. Sizi tanıştırmalıyım. Yunus, Elif'in babası Metin abi."

Yanına gidip elini sıktım.

"Şeref duydum efendim. Faruk abim ve Ömer'le de tanışın."

Abim, Zeki'nin elini sıkarken gülümsedi.

"Siz, burada ne arıyorsunuz?"

Sabırsızlığım giderek artıyordu.

"Bunları arabada konuşsak?"

"Biz, lisede kalıyoruz. Sizi oraya götürebilirim." dedi Zeki.

Abim, Ömer'e döndü.

"Sen doktorla burada kal. Misafirlerimiz için yemek hazırlarsınız. Biz, onları alır geliriz."

"Gerek yoktu, biz lisede..." Zeki, Metin'in sözünü kesti.

"Metin abi, yeter. Neyin inadı bu?"

"Bunları hep birlikte yemek yerken konuşuruz. Gidiyoruz." dedi abim.

Zeki, başını salladı.

"Arabayı buradan biraz uzakta park ettik. Tedbir amaçlı. Altı kişiyiz."

Abim, Zeki'nin koluna dokundu.

"Onu da alırız."

Dışarı çıkıp Doktorun şaşkın bakışları eşliğinde arabaya doğru yürüyorduk. Ömer, doktora bildiklerini açıklarken arabaya bindik.

"Aracınızı nereye bırakmıştınız?"

"Çalılıkların oraya, ileriye bıraktık Faruk abi. Yunus benim kullanmamı istemez."

Kahkaha attım.

"Hâlâ mı lan Zeki? Aylar geçti aradan, hâlâ bunu mu hatırlatıyorsun? Sen kullanacaksın arabayı."

"Kendi kendime söz vermiştim, seni görürsem hatırlatacağım diye. Vay be Yunus, kim derdi ki bir daha karşılaşalım?"

Arabalarının yanına gittik. Zamanında onlara bıraktığım araçtı. Zeki ile Metin, arabalarına geçti ve onları takibe koyulduk. Abim, dikiz aynasını düzeltti.

"Heyecanlı mısın Yunus? Sonunda Elif'e gidiyoruz."

"Olmaz mıyım abi... Aynı söz verdiğin gibi. Biraz kalabalıklarmış gerçi, sorun olur mu?"

"O ne biçim laf lan? Elif'in grubu sonuçta, kaç kişi olursa olsun. Zaten kalabalıklaşmanın vakti gelmişti. Samsun Askerî Hastanesini ele geçirdik, grubumuzu genişletip..."

GECENİN KARANLIĞINDA: SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin