XVIII. KIŞLA

728 66 28
                                    

Saçlarının arasından süzülen kan, şakaklarının üstünden yanaklarına, oradan boynuna doğru ince bir yol bulmuştu kendine.

Toplantı odasındaki herkes gözlerimin içine bakıyordu.

"Size yalan söylemeyeceğim. Hiç kolay olmayacak. En son oradan döndüğümüzde, arkamızda bıraktığımız manzara hiç de iç açıcı değildi. Çok kalabalık bir grupla karşılaşacağız."

"Tabii, kışlaya varmak için merkezdeki diğer kalabalık grupları da geçmek zorundayız." dedi Ömer.

Zeki, başını salladı.

"Kolay deseydiniz sürpriz olurdu. Ne zaman kolayı tercih ettik?"

Sırıttım.

"Biz zordan şaşmayalım, kolaysa sıkıcıdır."

"Bu durumda bize seçenek tanınmıyor. Bu kadar gevezelik yeter, hazırsanız çıkalım. Yunus, tüfeğini Elif'e bırak."

"Nasıl istersen abi, senin tüfeğin..."

"Burada kalacak."

Kamyonete geçerken Elifler kapının önünde bizi bekliyordu. Yanına gidip gülümsedim.

"Tüfek sende kalsın. Hocaya göz kulak olun, odasından çıkmayacak."

"Telsizi alacak mısın?"

"Hayır, o da sizde. Bizde üç tane var zaten."

Kolumdan tutup gözlerime baktı.

"Aklınız burada kalmasın, dikkatli olun."

"Sen bizi merak etme, güzel bir planımız var. Telsizi yanınızdan ayırmayın."

Başıyla onayladı. Abim, bana seslendi.

"Zamanımızı harcama Yunus. Karanlığa kalmamalıyız."

Kamyonetin yanına gittim. Kasaya atlayacakken abim engel oldu.

"Sen, Ömer'le benim yanımdasın."

Zeki, dürbünü bana uzatıp arkaya atladı. Abim, sürücü koltuğuna geçti. Elifler kapıyı açtıktan sonra abim aracı dışarı çıkardı. Ömer, bana dönüp sırıttı.

"Güzel planımızdan bize de bahsetsene Yunus, siz planı kurarken ben uyuyakalmışım sanırım."

"Cesetlerin arasına plansız programsız dalıyoruz mu deseydim?"

"En azından doğruyu söylemiş olurdun."

Abim, dikiz aynasını düzeltti.

"Yunus, sen ne konuştun Metin'le de aranızdan su sızmıyor? Elif'i mi anlattın yoksa?"

"Adam çok duygusal biri abi; Elif o huyunu babasından, güçlü duruşunu da annesinden almış."

Ömer, duyduklarına şaşırmıştı.

"Annesi mi? Faruk abi, bunlar Metin'le, Elif'in annesinden konuştuklarına göre Metin'in 'oğlum' dediğine şaşmamalı."

Arkama yaslandım.

"Size durumu şöyle izah edeyim... Metin, hanımını kaybettikten sonra fena çökmüş. Kızlarına sahip çıkmaya çalışıyor. Ben de, hepimiz kızların için canımızı feda ederiz deyince adam bir noktada ikna oldu söylediklerime. Klasik insan psikolojisi... Sana yakın birini kaybetmen, çok büyük bir boşluğa düşmene sebep olur. Bazıları bunu içkiyle doldurmaya çalışıp beynini uyuşturur, bizim gibiler yakınlaşabileceği insan arayışına girer. Bizim, tutunacak hiçbir dalımız yokken seni Ömer'le tanıştırdığımda birbirinizi aileniz olarak görmenizin en büyük sebebi buydu.

GECENİN KARANLIĞINDA: SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin