8.BÖLÜM "DOĞUM GÜNÜ VE İTİRAF"

314 69 6
                                    

8.BÖLÜM "DOĞUM GÜNÜ VE İTİRAF"

   Issız bir sokakta yürüyordu sadece genç oğlan. Gecenin saat ikisinde ıssız bir sokakta yürüyor ve kendisini sorguluyordu.

"Neler oluyor şimdi? Birden bire hiç hazır olmadığım bir anda annem olduğunu, onun yaşadığını öğrendim. Babaannem beni ona verdi. Babam denecek o adam benden neler saklamış. Ya babaannem?" diyordu.

Sonra bıraktı kendisini, dizlerinin üzerine düştü. Acımıştı dizleri, umurunda değildi. Gözlerinden bir damla yaşın süzülüp yere kapaklandığını gördü.

"Korkuyorum!" dedi fısıldar bir tonda.

***

Nurdan Hanım eve geleli bir saat olmuştu. Oğlunu polislerin elinden almıştı.

"Her insan parayı sever!" dediğini duydu oğlunun. Sessiz kaldı. Oğluna ne diyeceğini bilemiyordu.

"Neden sessizsin? Kurtuldum işte, buradayım! Hem Emir nerede?"

"Onu Zehra'ya verdim!" sinir oğlunun bedenini belirli evrelerle kaplayacaktı. İlk evre yüz şeklinin değişmesiydi.

Kaşları çatıldı, alt dudağını ısırdı ve son olarak dişlerini sıktı.

İkinci evre ise duruş şeklinin değişmesi, oturduğu yerden kalkma.

Tekli deri koltuktan kalktı, bedenini gerdi, göğsünü dışarı çıkardı, son olarak sol elini olabildiğince kuvvetli bir şekilde yumruk yaparak sıktı.

Son evre ise öfkeli bir cümle idi...İşte nur topu gibi bir öfke tohumu serilmişti oğlunun duygularına.

"Ne?! Ne yaptın sen?! Anne saçmalama böyle bir şey yapmış olamazsın! Yapamazsın!" sesi yüksek ve kalın bir tınıda çıktığı için kadın ürktü, gözleri şaşkınla büyüdü.

"Yapmak zorundaydım oğlum. Yoksa hapse-" titreyen sesiyle bir bütün haline gelen kelimeleri bölündü, oğlunun öfke kusan sesiyle.

"Anne! Ne diyorsun sen ya?! Saçma sapan konuşma, o kadına nasıl verirsin o lanet oğlanı?! Bende bile zor kalıyor yıllardır, orada nasıl kalacak?!"

"İyi ya işte, senin başına bela olacağına, birazda onun başına bela olsun."

"O lanet olasıca adam Emir'i orada yaşatmaz!" Nurdan Hanım çaresiz ve endişeli hissediyordu.

"Emir'i Zehra'ya vermeseydim, hapislerde çürüyecektin! Yapamadım!"

Kadın oturduğu koltuktan kalkacağı sırada, oğlunun ceketini alıp kapıya yöneldiğini gördü.

***

Camın önünde oğlunu bekliyordu Zehra. Nereye gitti bu saatte? Diye düşündü tedirgin bir şekilde. Ve...kapı zili.

İki katlı gecekondunun merdivenlerini hızla indi ve sadece bir kez çalan kapının deliğinde baktı. Oğlu gelmişti. Kapıyı açtı.

"Oğlum!" dedi sabırsızlıkla. Oğlan asık bir yüz ifadesiyle içeri girdi.

Soğuk havayı, bitmek üzeri olan kışı evin içine buyuran kapıyı ardından kapattı. Oturma odasında, ceketini çıkartmış öylece bir köşeye oturmuş olan oğlunun yanına gitti.

"Ne yapıyorsun bu saatte dışarıda?" dedi sakin bir ses tonunda. Sonra bir cümle daha sıraladı Emir'e karşı.

"Hep böyle misindir?" oğlan gözlerini devirdi ve şöyle dedi:

HASTALIKLI AŞIK (1.KİTAP/ +18)Where stories live. Discover now