18.BÖLÜM "GÖZYAŞI"

128 42 4
                                    

18.BÖLÜM "GÖZYAŞI"

Sanki geçmişte yaptığı her şey, herkes tarafından unutulmuş gibi geçmişti kızının karşısına. Bir de yüzsüzce sırıtıyordu. Hiç değişmemişti Beren için. Baba küçüklüğünde onun iyi niyetinden faydalanana ve onu yetimhaneye bırakıp terk eden yetimhanede yaşadığı ne varsa sebebinin o olduğu babaydı. Ama gözle görünür bir değişikliği vardı. Gür, kahverengi saçları toz olup uçmuştu sanki kafasından. Ten renginde ve çıplaktı kafası.

Kahverengi gözleri yine aynı bakıyordu. Çıkarcı, insanları harcama kabiliyeti olan gözler.

Beren yüzünü buruşturdu onu görür görmez. Babası ise buruşan yüzüne aldırmadan kızına sarıldı. Sadece Tekin sarıldı çünkü Beren'in elleri yanlarda duruyordu ve anında geri çekti zaten kendisi.

"Bırak! Sarılma bana! Sen ne yüzle gelirsin ya buraya! Yeni karının parası mı bitti yoksa?!" dedi bağırarak.

Tekin, kızının yüksek tondaki sesine acıyla gözlerini kapattı ve eliyle dur işareti yaptı. "Kızım bir dinle beni! Bir dinle! Otur şuraya konuşalım!" dedi salonda koltukların bulunduğu köşeyi düşünürken.

"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok! Sen beni o yetimhaneye bırakıp gittin mi gittin! Olan oldu artık! Defol git şimdi!" dedi ve arkasını dönüp salondan çıkmak için adımlamaya başlamıştı ki babası sıkı bir şekilde kolundan çekip döndürdü onu.

"Dinle beni! Her şey benim suçum mu sanıyorsun! Seni yetimhaneye bırakırken annende yanımdaydı, bırakmayalım kalsın diyebilirdi!" dedi adam sesini yükselterek.

Elçin içeri girdi.

"Annemi bu işe karıştırma! Buralara kadar gelmemin sebebi, sen ve senin borçların Tekin Gündoğdu! Yetimhanede dokuz yıl boyunca o çileleri çekmemin, bakıcım tarafından şiddet görmemin, ilkokul ve ortaokuldaki arkadaşlarım tarafından ezilmemin, hor görülmemin tek sebebi sensin! Sen gidip kumarhanelerde o boku yemeseydin şirketi borçlandırmayacak ve batırmayacaktın! Sevgilinin parası bitti işte, sende buralara kadar bize para dilenmeye geldin dimi?" dedi ve sonra "Sana beni dinle dedim!" diyen babasının yukarı kalkan avucunu gördü.

"Ne oldu? Vuracak mısın?! Vursana, hadi vur! Zaten yara almaktan kabuk bağlamış yüreğimin yarasına bir kez de sen bana vurarak yenile he? Hadi! Hadi! Vursana!" dedi hıçkırıklar içinde ağlayarak çığlık atarken.

"Tekin bu kadarı da fazla!" diye bağıran ve onlara doğru gelen eski eşinin sesini duydu.

"Haddini bil!" dedi yüksek sele Elçin.

Bu seferde yavaşça yere inen büyük avucu gördü Beren.

"Otur konuşalım." dedi fısıltıyla.

Genç kız kabul etti bu sefer. Çünkü çok fazla ısrar etmişti Tekin. Kahverengilerinden akan yaşlarını elinin tersiyle gitti ve salonun büyük bir köşesini kaplayan ikili kumaş koltuklardan birine oturdu. Elini Elçin'in ona bağırmasıyla indiren Tekin'e baktı sonra. Donup kalmış, öylece bir noktaya bakıyordu. Yanında ki eski eşinin oturma gruplarına yönelmesiyle, o ada kendisini silkeledi ve eski eşinin peşinden gitti.

Elçin tekli koltuğa, Tekin ise kızının yanına oturmuştu. Kızından tarafa, yan döndü ve İngiltere'ye gittikten sonra yaşadıklarını anlatmaya başladı kızının gözlerinin içine bakarak.

"Annen sana, rahmetli dedenin tanıdığı bir kadınla İngiltere'ye gittiğimi zaten söylemiş, o kısmı biliyorsun... Birkaç ay onunla kaldım, seviyorduk birbirimizi, aynı zamanda o birkaç ay içerisinde de annenle boşandık. Sonra kadının kocası geldi! Bende bilmiyordum, söylememişti, meğerse kocası varmış! Kapı dışarı etti beni! Parasız pulsuz kaldım! Sokaklarda yattım! Cezamı çektim işte Elçin!" dedi ve son cümlesini söylerken eski eşine döndü.

HASTALIKLI AŞIK (1.KİTAP/ +18)Where stories live. Discover now