13.BÖLÜM "YENİ BAŞLANGIÇ"

140 50 1
                                    

       13.BÖLÜM "YENİ BAŞLANGIÇ"

   Ölümün getirdiği acı kayıplar. Sonsuz yolculuğuna uğurlanan kişinin yakınlarının, yakarışları, ağlaşmaları, sesleri kısılana kadar, ölüm evinin bütün köşelerini kaplayan çığlıkları.

Küçük yaşta, bedeni toprağa karışan bebekler, çocuklar. 'Acı çekmeden öldü!' diye arkasından şükredilen büyüklerimiz, acı bir hastalığa yenik düşen insanlar.

Geriye kalan ne?

Ölümün bir süre sonra verdiği sessizlik mi? Ölünün arkasından dökülen terler eşliğinde, 'Bir gün beni de gömecekler böyle. Elbet bir gün bende öleceğim!' diye, içimizde tutamadığımız ölüm korkusu. Sonra, ölümden korkup, her anını, vakit kaybetmeden, beraber geçirmek isteyen sevdalıların evlenişi, bir şölen. Ve...ölüm unutulur.

Ya onca yıl, ölünün arkasından yasta olanlar?

"Ben geldim...bak! Babaanne geldi!"

Kadın, onlarca yıldır yasını içinde yaşayanlardandı. Bir itibarı vardı çünkü onun. Nurdan Sarsarcıoğlu...kocasının arkasında bıraktığı imparatorluğa gözü gibi bakan, oğlu belirli bir yaşa geldiğinde her şeyi ona devreden, gelinine, hiçbir zaman kayınvalidelik taslamayan, onu sevip sayan, torununa gözü gibi bakan, onun öldüğünü duyunca yıkımını kimseye hissettirmeyen, güçlü, asıl kadın. Ama, içi...Yüreği parçalanıyor, sanki kalbini ondan söküp almışlar gibi. Sanki kör bir ateş parçalara ayırıyor, iç organlarını, kalbini acıya hapse diyordu sanki. Hayat devam ediyor Nurdan! Demişti kendisine. Bedeni, duruşu, tavırlarını hiç değiştirmedi, ama ruhu tamamen intikam hırsıyla kaplandı...

Elindeki, gülleri kahverengi toprağın onun yüreğini dağlayan sertliğine koydu ve diğer elindeki büyük şu şişesini, onun, soğuk, beyaz mabedinin üzerine, ölüyü, Serkan'ı hapseden toprağın üzerine dökmeye başladı. "Babaannen geldi güzelim... Babaannen geldi Serkan'ım...Babaannemin geldi torunum." dedi kendini ağlamamak için zar zor tutarak. "Bak ağlamıyorum, sana söz verdiğim gibi..." deyip mezar taşını ovmaya başladı. "Çok soğuk!" dedi sinirle. "Üşüyor musun Babaannecim?" dedi. Gözlerinin içi, göz yaşı gölüne dönüştüğünde çakmak çakmak oldu. İç geçirdi. Yapamadı. Gözlerine, dolan yaşlarına hakim olmayı beceremedi. Dudaklarına değen yaşın tuzlu tadı onu korkuttu. "Yapamıyorum! Ne kadar içimde tutmayı becersemde olmuyor. Seni çok özlüyorum. Ah Şevval canım gelim, güzelim benim." dedi ve torunun yanında ölüsüyle yatan gelinin toprağını sevdi ve mezarlığın oturduğu köşesinden kalktı. "Senin eşin, senin de baban intikamınızı alacak canlarım. Size söz veriyorum alacak!" dedi ve avucunun içine bir öpücük kondurup onu Serkan ve Şevval'in mezarlığına doğru, tutamadığı göz yaşları içinde üfledi. "Özür dilerim!" dedi. Göz yaşlarını ima ederek. Oradan uzaklaştı.

***

"Vay be, Emir Sarsarcıoğlu!" dedi kadın şaşırarak. Hiç böyle bir şey beklemiyordu.

"Evet, annecim Emir Sarsarcıoğlu." dedi Beren. "Annesini, ölmüş biliyorduk ya! Aslında ölmemiş, yoksul bir kadınmış, o yüzden Emir'de okuldan sonra gidip geliyormuş kafeye."

"Murat'ın, Emir'i öyle bir yoksullağa terk edeceği hiç aklıma gelmiyordu. Size hiç bahsetmedi mi bu durumdan." deyip, mutfakta oturduğu yerden kalkıp, buzdolabında atıştırmalık bir şeyler aramaya başladı. "Biz zaten birkaç haftadır Emir'le görüşmüyorduk." dedi sinirli bir ses tonuyla, Emir'in, Beren'i ikna etmeye çalıştığı anlar aklına gelince kız. "Biliyorsun, ben Kaan'la çıkıyorum." dedi sonra tebessüm ederek. Kaan deyince gözlerinin içi parlamaya başladı. "Aaa, evet. Nasıl gidiyor Kaan'la ilişkiniz?" deyip buzdolabında umduğunu bulamayıp kapağını kapattı ve tekrar yerine oturdu. "Kaan'dan önceki, bütün çıktığım çocukları hep babam denen o şerefsize benzetirdim. Ama Kaan çok iyi biri anne, çok nahif, romantik...Çocuk benim için yazılar yazıyor ya! İnanabiliyor musun? Bana çok bağlı bir kere, bana olan sadakati tam." "Burcu ne?" diye sordu Elçin. "Balık." diye cevapladı anında kız. "Yazılar yazıyor, senin için, sadakati tam, duygusal, yakışıklı. Tam sana göre." Kız kaşlarını çattı. "Anne! Tamam zamane bir genç kız olabilirim ama wattpad kızı değilim ben. Benim için her şey dış görünüş değildir!" "Wattpad de ne?" dedi soru soran bakışlar eşliğinde. "Kitap okuma ve yazma platformu gibi bir şey. Ama o kadar kalıplaşmış kurgularla yazmaya başladılar ki artık sıktı. Güzeller güzeli geri zekalı, ama asıl oğula gelince atarlı bir genç kız, yakışıklı, asi, geçmişi karanlık işlerle dolu genç bir oğlan...Aman neyse boş ver. Boş işler işte..." dedi ve önündeki bar konsolu masadan destek alıp döner tabureden kalktı ve odasına yollandı.

HASTALIKLI AŞIK (1.KİTAP/ +18)Where stories live. Discover now