20.BÖLÜM "KAMP" (Final)

330 50 25
                                    

    Bölüm Şarkısı: Tuna Velbaşoğlu ve Seksendört- Sen Kal Ölene Kadar (Şarkıyı açın dediğim yerde açarsanız sizin için daha iyi olur. Keyifli okumalar.)

    Herkese merhaba arkadaşlar. Nasılsınız? Final... bu bölümü yazmak ve sizin okumanız için sabırsızlanıyorum.

    Neysee, ben hemen bölümle sizi baş başa bırakıyorum.

    Aç kapıyı gir içeri!

###

20.BÖLÜM "KAMP" (Final)

Kaan'dan...

    Heyecanlı mıydım? Evet, hem de fazlasıyla. Sonuçta Beren'in babasıydı tanışacağım kişi. Peki ya korkuyor muydum? Evet, yine evet çünkü adamın önünde yaptığım en ufak bir hata onun gözünde sevilmememe sebep olabilirdi.

    Okulda sözleştiğimiz saatte Beren'in bana konum olarak attığı evin tam önündeydim şimdi. Aslında Emir'in evlerinin yakınındaki, birbirinden güzel çiçeklerle süslü bahçesi olan ev deseydi de bulabilirdim evi. Çünkü Emir'in oturduğu siteyi gözüm kapılı gezebilirdim. Eskiden, iki sıkı dost olduğumuz zamanlar çok fazla gelirdim bu siteye ve Emir'i ziyaret ederdim.

    Kafamda ki Emir düşüncesini atmak için silkeledim kendimi. Sonra evin o güzel çiçeklerinin bulunduğu bahçeden geçip kapının önünde kısa bir süre bekledikten sonra zile bastım büyük bir heyecanla. Koşar adımlarla kapıya doğru gelen ayak seslerini duyduktan sonra çeki düzen verdim kendime. Ve, kapı açıldı sonra. Beren. Neşeli gülümsemesiyle beni karşıladı yine güzellik. Üstünde mevsim normallerine ait yazlık bir elbise vardı. Elbise renkli ve sıfır kolluydu. Yüzünde de sıfır makyaj...

    "Günaydın sevgilim!" dedi ve boynuma atladı.

    Bende onun boynuna sardım uzun kullarımı. Sarılmamız bittikten sonrada beni eliyle çekiştirdi ve içeri soktu.

    Evin dekorasyonu çok güzel ve sadeydi. Seçimler beni benden almıştı. Aslında şaşırmamıştım bu kadar güzel olmasına evin. Sonuçta Beren'in annesi Elçin Hanım bir mimardı.

    "Annemler, arka bahçede seni beliyor!" dedi coşkuyla ve hızlı adımlarla evin arka tarafından dışarı çıkıp dediği bahçeye doğru yürümeye başladı.

    Bahçeye geldiğimizde sağ elimde tuttuğum üç torbayı gösterip, "Bu torbalar ne?" diye sordu anne ve babasının yanına geldiği için ses tonunu en düşük seviyede tutarak.

    "Size kitap aldım, senin kitap okumayı çok sevdiğini bildiğimden, belki ailesi de seviyordur, diye düşüp üçünüze de aldım..." dedim gayet ciddi bir şekilde.

    "Ne kadar iyi etmişsin, babamı bilmiyorum ama," dedi ve birkaç metre ötemizde küçük beyaz bir masanın etrafında bulunan sandalyelerden birinde oturan ve bizi görmeyen babasına anlam veremediğim bir tiksintiyle baktı. Sonra yarıda bıraktığı cümlesine geri döndü. "annem çok sever kitap okumayı. Bu konularda ona çektiğimi söylüyor." dedi ve küçük bir kahkaha atıp durdurduğu adımlarını tekrar canlandırdı ve anne babasının yanına yürümeye başladı.

    Elçin Hanım ve Tekin Bey'in yanına geldiğimizde Elçin Hanım oturduğu sandalyeden kalktı ve bana gayet sıcakkanlı gelen bir sarılış hediye etti. Tekin Bey ise ayağa bile kalmadan benimle tokalaştı ve bütün tanışma faslı boyunca yüzünü asmaya yemin etmiş gibi, Elçin Hanım, Beren ve benim diyaloğumu seyretti.

    "Tahmin ettiğim ve Beren'in anlattığı kadar samimisin Kaan'cığım." dedi ve masanın üzerine koyduğum torbaları aynı Beren'in sorduğu gibi eliyle gösterip, "Bunlar nedir Kaan'cığım?" dedi. Şaşırmıştım. Konuşmanın harareti beni ele geçirmiş olmalı ki, kitapları onlara vermeyi unutmuştum. "Ah tamamen aklımdan çıkmış, efendim bunlar size aldığım hediyeler..." dedim ve torbalardan en renkli olanı Elçin Hanım'a uzattım. "Çok naziksin, ne gerek vardı, çok teşekkür ederim!" deyip tekrar sarıldı bana. Elimde ki torbayı tekrar Elçin Hanım'a uzattıktan sonra aldı ve içinde ki hediye paketini çıkardı ve hediye paketini de açtıktan sonra Ahmet Ümit'in çok sevdiğim polisiye öykü romanlarında bir tanesi olan İstanbul Hatırası adlı kitabıyla karşılaştı. Bana sarıldığı zamanki yüz ifadesi kitabı gördüğünde de yerini koruyordu. "Kaan, çok teşekkür ederim, Ahmet Ümit'in neredeyse bütün polise romanlarını okumuşumdur, bir tek bu kaldı sanırsam, onu da okumam senin bu kitabı bana alman vesile oldu." dedi ve minnettar bir bakış yolladı bana.

HASTALIKLI AŞIK (1.KİTAP/ +18)Where stories live. Discover now