17.BÖLÜM "ACI GEÇMİŞ" (ARA BÖLÜM)

119 37 4
                                    

Bölüm Şarkısı: Tuna Velibaşoğlu- Tanrım Bizi Azad Et

           17.BÖLÜM "ACI GEÇMİŞ" (ARA BÖLÜM)

Mimarlıktan mevzun olduktan sonra Sezginoğlu İnşaat'ta, babasının yanında çalışmaya başladı Elçin. Babası, Ercan Sezginoğlu Türkiye çapında muhteşem çizimleriyle ünlü bir mimardı. Babası, Elçin daha ilkokula giderken onu mimarlığa yönlendirmiş, Elçin'de babasının onu yönlendirdiği mesleği seve seve kabul etmişti. Ortaokul yıllarında Ercan'ın çizimleriyle yarışa girebilecek çizimler yapmış lise ve üniversite eğitimlerini yurt dışında okumuştu. Türkiye'ye geldiğinde babası kızıyla gurur duymuştu. Ercan'ın şimdi tek bir isteği vardı; Elçin'in evlenip mutlu bir yuva kurması.

Ercan ona kendi tabakalarında, yüksek sosyetede ünlü doktorları, mühendisleri, avukatları beğenmişti ama o tek bir kişiyi seviyordu, hem de deliler gibi; Tekin.

Orta halli bir ailenin tek çocuğu, el üstünde tutulan, imkanlar yettiğince en iyi okullara giden, mimar olmaya yolunda ilerleyen, babasının asistanı Tekin. Uzun boyuyla, yapılı, atletik vücuduyla, kahverengi gözleriyle, Ercan'ın gözdesini, kızını büyüleyen tek kişiydi Tekin.

Ama hiçbir şey göründüğü kadar mükemmel değildi. Elçin sadece buzdağının görünen tarafına kendisini kaptırıyordu.

"Akşam bir şeyler yapalım mı?" dedi genç adam, karşı odada onlara bakan Ercan'ın duymayacağı bir ses tonuyla.

"Bilmiyorum ki, babam izin verir mi. Bir sorarım o zaman..." dedi o da aynı Tekin gibi ses tonunu en kısıkta tutarak. Sonra, babası onları iş hakkında konuşuyorlar sansın diye Tekin'in elinde ki şeffaf sunum dosyasını aldı.

"Görüşürüz." deyip karşı odadaki babasına doğru yürümeye başladı.

"Ooo Elçin Hanım, iyice kaptırmışız bakalım kendimizi işe... mesai arasında iş arkadaşıyla konuşmalar, işle ilgili dosyaları almalar falan!" dedi babası kahkaha atarak. "Yok baba, aslında bu, Tekin'in çizimlerinin olduğu bir dosya." deyip dosyayı babasına uzattı. Babası dosyayı eline aldı ve sayfaları çevirmeye başladı.

"Kerataya bak sen, şimdiden yerime gözünü dikmiş meğer... Bunlar çok başarılı çizimler. Bir ara onunla konuşacağım." dedi ve tebessüm etti. "Eee akşam ne yapıyorsun, bakalım?" diye sordu babası kaşlarına yukarıya kaldırarak. Elçin, babasının böyle bir soru sormasına sevinmişti. "Babacım aslında ben bu akşam, Tekin'le bir gezmeye çıkmayı düşünüyordum, eğer senin içinde sakıncası yoksa..." dedi ve dişlerini gösteren kocaman bir gülümseme attı babasına. "Tabi ki sakıncası yok kızım. Aksine, hoşuma gider Tekin'le olan iş dostluğunuzun özel hayatınıza yansıması. Buluşun." dedi babası Elçin'in kolunu okşayarak.

***

Buluştular. Güzel bir kafede, harika bir canlı müzikle eğlendiler, doyasıya dans edip yoruldular. Canlı ve hareketli müziğin yerini durgun bir müzik alınca, kafenin bir köşesinde bulunan sandalyelere oturdular.

"Beyoğlu geceleri çok güzel oluyor değil mi?" sevdiği adam yanındaydı, kahverengi gözlerini ondan hiç ayırmıyor büyülenmiş gibi bakıyordu adeta.

"Evet harika!" dedi büyük bir heyecanla Tekin.

İki senelik bir birliktelikleri vardı. Elçin okulunu bitirip yurt dışından döndüğünde babasının şirketinde çalışmak istemiş ve babası da seve seve kabul etmişti.Tekin'de o zamanlar işe yeni başlamış, biraz acemiydi. Elçin işe başladıktan sonra arkadaşlıklarını ilerletmişler ama Tekin böyle olamayacağını anlayıp Elçin'e çıkma teklifi etmiş, Elçin de zaten Tekin'e karşı bir şeyler hissettiğinden teklifi kabul etmişti. O gün bugündür de ilişkilerini Elçin'in babasından gizleyerek yaşıyorlardı. Gizleyerek yaşıyorlardı çünkü, Ercan, Elçin'e bir avukatı, doktoru, mühendisi yakıştırıyordu, bir mimar asistanını değil! Ama bu ilişkiyi Ercan'dan gizlemeyi daha fazla sürdüremeyeceklerdi.

HASTALIKLI AŞIK (1.KİTAP/ +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin