Üçüncü Perde - 10.Bölüm : Kafes.

657K 26.5K 46.7K
                                    

Selammmm^^

Yukarıdaki müziği açalım, sessiz ve karanlık bir yere geçelim ve öyle okuyalım bu bölümü.

Gerilmeye hazır olun :') Ve oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar^^^^


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


10.Bölüm : Kafes.
Sensiz yaşayamam, sensiz onları da yaşatamam...*


Küçükken bir gün Akçay'da deniz kenarında oynarken avuçlarımın arasına aldığım çakıl taşlarını birer birer ağzıma atmıştım. Ağzımda biriktirmiş, sonra umutla ısırmıştım. Siz hiç, bir taş ısırdınız mı? Her şeyin yenilebilir olduğunu sandığım bir çocukluk geçirdim, çakıl taşları benim için şekerdi, bir gün onları yemeye çalıştım ve o an anladım. Dünya güzel bir yer değildi. Taşlar yenmiyor, denizin suyu içilmiyordu. Bir taşı ısırdığınız zaman hayat bunu "Tamam, hata yaptın ama sorun değil." diyerek bırakmıyor, dişlerinizi kırıyordu. Çocuktum... bir taşı ısırdım... üç dişim kırıldı. Büyüdüm, ve artık kırılan şey dişlerimin kırılmasından daha çok canımı yakıyor. Güvenim, ruhum, kalbim her geçen gün kat ve kat daha fazla kırılıyor. Ve benim canım dişlerimin kırılmasından daha çok yanıyor...

"Nefes alamıyorum!" Elim boğazımda yattığım yerden sıçradığım anda kendimi bahçeden içeri attım.

"Zeynep!"

"Zeyno dur!"

Peşimden geldiklerinde kendimi evin içinde oradan oraya dolaşıp nefes almaya çalışır bir halde buldum. Çünkü ruhum da onlarla birlikte benim peşimden geliyordu. Ben kalktığımda ruhum oturduğum koltukta kalakalmıştı. Ruhum olanlara karşı şoktaydı... Onur beni kollarımdan yakalayıp kendine çevirdiğinde çırpınarak ondan uzaklaşmaya çalıştım.

"Zeynep! Zeynep dur güzelim! Lütfen kendinde ol, lütfen!"

"Zeynep kızım... Gel şöyle otur, hadi lütfen... Burak oğlum şuradan bir bardak su uzat!" Rıza Amca beni zorla bir koltuğa otururken tir tir titriyordum. Burak aceleyle suyu döke döke bardağa doldurup bana uzattığında bardağı Onur aldı. Bana yavaş yavaş su içirirken o kadar kendimde değildim ki dilimin uyuştuğunu hissediyordum.

"Arkana yaslan, şimdi sakin bir şekilde beni dinle, tamam mı?" Onur dizlerinin üstüne çökerek tam önüme oturduğunda titrememin geçmesini bekliyordum. Sık sık nefesler alarak yüzüne baktığımda yüzü kıpkırmızıydı.

"Zeynep..." Sustu.

"Ben..." Sustu.

"Sana söz veriyorum... Seni tüm bu pisliğin içinde temiz tutacağım. Seni tüm bu pislikten uzak tutacağım. Sana söz veriyorum, sana yemin ediyorum. Hepinize yemin ediyorum. Hepinize!" Ben arkama yaslanıp gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalıştığım sırada Onur öfkeyle ayağa kalkıp önümüzde duran masaya sert bir tekme vurdu.

Karantina SerisiWhere stories live. Discover now