Üçüncü Perde - 11.Bölüm : Bana Yardım Et.

609K 26.6K 32.3K
                                    

Tekrar selam^^

Önce yukarıdaki müziği açalım, sonra okuyalım.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım :')

İyi okumalar mahşerin binlerce atlısı^^


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


11.Bölüm : Bana Yardım Et.

*Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı.*


En sonu ilk sahnede verilmiş bir filmi yaşıyorduk sanki... Her şeyin bir felaketle başlamış olması bize sonumuzun nasıl olacağını gösteriyordu, göstermişti... Felaketle başlayan her şey felaketle sona ererdi. Bunu biliyorduk, oysa her şeye rağmen umudumuz vardı. Çünkü insan öyle bir canlıydı ki felaketini de severdi. Felaketimize kollarımızı açmış, onu kabul etmiştik. Felaketimize sarılmış, ona şefkat göstermiştik.

"Ben... ne kulaklığı... ne kamerası?" diyerek hala bir umutla bu oyunu sürdürmeye çalıştığım sırada karşımdaki adamın yüzünde bir gülümseme oluştu. Elini kulağıma doğru götürdüğü sırada kulaklığımdan hiçbir ses gelmiyordu. Hepsi arabadan çıkmış olmalıydı... Kulağımdaki sessizlik beni öldürürken karşımdaki adamın eli kulağımı bulup içindeki küçük kulaklığı oradan çıkarıp yere attığında korkudan titriyordum. Eli ceketimdeki düğmeme kaydığında elini sağ göğsüm üzerinden bilerek bastırarak indirmesi bana o kadar büyük bir öfke vermişti ki öfkeyle ittim onu. Sağ elimle yüzüne büyük bir tokat savurduğumda şok içinde kaldı. Kaşlarını çatarak şaşkınlıkla gülmeye başladı. Onun bu şaşkınlığından faydalanıp kapıya doğru koşar adımlarla ilerlediğimde benden çok daha hızlıydı... Beni kolumdan sertçe tutup kendine çevirdiğinde o an anladım... Öfkelenmişti. Vücudumu kendisiyle arkamdaki duvarın arasına yapıştırıp kendisini vücuduma bastırdığında nefes nefeseydik.

"Kötü adama tokat atıp kapıya doğru koşmak, ha?" dedi öfkeyle, "Baya iyi bir hamle. Korkudan öldüm Zeynep Akay." Kollarımı sıkı sıkı tutarken çırpınarak ondan uzaklaşmaya çalışıyordum ama bu imkansızdı. Yüzüne bir tükürük savurduğumda bir kez daha şoka girdi.

"Yüzün benim tükürüğümü bile hak etmiyor!" Birden şaşkınlıkla büyük bir kahkaha attığında binanın merdivenlerinde duyduğumuz ayak sesleriyle birlikte gülüşü büyüdü.

"Misafirlerimiz var sanırım."

"Misafirlerin senin o iğrenç ağzını dağıtmaya geliyor!" Bir an durdu, yüzüme zevkle baktı. Sonra hiç beklemediğim bir anda dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı, beni öpecek miydi!

"Bu dudaklara mı iğrenç diyorsun?" diye sordu fısıldayarak. Başımı korkuyla sağa doğru çevirdiğim sırada merdivenden gelen sesler yaklaşmıştı.

Karantina SerisiWhere stories live. Discover now