Dördüncü Perde - 11.Bölüm : Hayat Ağacı.

588K 24.6K 39.1K
                                    

Selam mahşerin binlerce atlısıııı^^

Öncelikle yukarıdaki müziği açalım, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım^^

İyi okumalar dilerim :)

İyi okumalar dilerim :)

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.


11.Bölüm : Hayat Ağacı.
*Sevgi, dünyanın önünde eğilebileceği tek duyguydu.*


"Çekilin!" Kulaklarımın duyduğu sesler ve Onur'un beni karlar üzerinde kenara çekişiyle neler olup bittiğinin farkında bile değildim. Sanki tüm dünya dönüyordu o an.

"Kalbi atmıyor!" diyordu üniformalı bir kadın.

"Kalp masajına başlıyorum, elektroşoku hazırlayın!" diye bağırıyordu...

"Bir, iki, üç, dört, beş..." diye sayıyordu,

"Hadi!" diyordu, "Hadi!"

"Altı, yedi, sekiz, dokuz, on..." Sayılar giderek artarken titrememe kaldıramayacağım boyutlara ulaşıyordu.

"Kalbi atıyor! Çabuk sedyeyi getirin!"

Duyduğum son cümle buydu sanki. Bizi cehennemden alıp buzulların üzerine bırakan, bizi ateşlerden alıp karlara atan cümle... Bizi boğulurken tutup sudan çıkaran cümleydi bu... İnanın bana, o an etrafımda ne olup bittiğinin farkında değildim ama ne olup bitmediğinin farkındaydım. Burak ölmüyordu... Burak savaşı bırakmıyordu...


(Saatler Sonra)

Sevgili hayat, aldıklarınla ve verdiklerinle tutunmaya çalışıyorum sana... Sen çoğala çoğala başladığım, eksile eksile bitişe gittiğim bir serüvensin. Kaç kişiyi aldın ve yine kaç kişiyi geri verdin bana. Kaç kez ağlattın ve kaç kez güldürdün beni. Her nefes alışım banaysa her nefes verişim sanadır.

"Burak lütfen gitme..." diye fısıldıyordu güçsüz sesim hıçkıra hıçkıra.

Onur'un eli omzuma değdiğinde korkuyla başımı kaldırdım. Bir hastane koridorunda oturmuş acı içinde bekliyorduk. Tam dört saattir bu hastane koridorunda beklediğimiz haber neydi onu bile bilmiyorduk inanın bana. Gözlerimizin önünde en yakın arkadaşımızın bedenine bir kurşun girmiş ve oracıkta kalbi durmuştu... Sonrasına dair tek hatırladığım gelen ambulansın siren sesleri, yapılan kalp masajının Burak'ın kalbini zayıf da olsa tekrar attırdığı an, derin bir nefes alışım ve kendimi bu hastanenin bu karanlık koridorunda buluşum.

"Zeynep..." Onur sessizce önümde diz çöküp ellerini iki yanağıma koyduğunda yüzünü gözyaşlarımdan zar zor görüyordum.

"Sana bir oda ayarladım, hadi gel güzelim, daha fazla oturma burada..."

Karantina SerisiUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum