Üçüncü Perde - 17.Bölüm : Kaçıyorsun...

595K 25.2K 26.9K
                                    

Selammm^^

Yukarıdaki müziği açalım, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım :')

İyi okumalar dilerimm^^


Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.



17.Bölüm : Kaçıyorsun...

*Gitsen yine iyi, kaçıyorsun...*


Bütün gün bir uyudum bir uyandım... Sol elimin parmakları sağ elimdeki yüzüğün üzerinde dolaşıp durdu tüm gün. Onur'un annesinin yüzüğünün... Onur'un bana evlenme teklifi ederken verdiği, benim de evet dediğim o yüzük. Bu yüzüğü o günden beri bir kez bile parmağımdan çıkarmamıştım, sanki bu yüzüğün parmağımda kalması Onur'la aramdaki bağı koruyordu. Sanki bu yüzük bir ipti, bizi birbirimize bağlıyordu. Çıkardığım an o ip kopacaktı ve biz geri dönüşü olmayan bir şekilde ayrı kalacaktık...

"Zeynep!" Annemin odama doğru seslenmesiyle birlikte yatağımda doğrulup kapıya doğru bağırdım.

"Ne oldu anne?"

"Seninkiler geldi yine. Kapıdalar."

"Ne?" dedim şaşkınlıkla.

"Seninkiler diyorum, kapıdalar."

"T-tamam anne... Ben hazırlanıp ineceğim."

"Hiç izin almak yok, sormak yok. Hazırlan in bakalım aferin." Duymamazlıktan gelerek yataktan fırladım. Dolabımı açtığım sırada gözüm duvara kaydı. Saat 21.36'ydı. Akşam görüşeceğimizi konuşmuştuk, ama bir telefonum olmadığı için bana ulaşamamışlardı belli ki. Hızla dolabımdan siyah kazağımı ve gri pantolonumu çıkardım. Hızlıca üzerimi değiştirip kot ceketimi de üzerime geçirdikten sonra saçlarımı tepeden topladım. Dudağıma hafif bir ruj sürüp birkaç fıs da parfüm sıktıktan sonra çantamı alıp merdivenlerden koşarak indim.

"Anne..." dedim mutfağa daldığımda.

"Evet?"

"Gidebilir miyim? İzin veriyor musun?" Annem şaşkınlıkla yüzüme bakarken ona gülümsedim. O da bana gülümseyince ona sıkıca sarıldım.

"Gidebilirsin..." dedi, "Keşke hep böyle sorsan..."

"Artık sormama gerek kalmayacak..." diye mırıldandım, "Babamla konuştun mu? Gidiyor muyuz?" Annem yüzüme hüzünle baktı. Sonra başını sallayıp kendine yaptığı kahvesini fincanına döktü.

"Gidiyoruz." dedi kararlı ama üzgün bir sesle.

"Nereye?" Sesim duyacağım cevaptan korkar gibi titriyordu. Yepyeni bir hayat bekliyordu beni, yepyeni bir şehir.

"Eskişehir." Annemin dudakları arasından çıkan kelimeyle karnıma büyük bir ağrı girdiğini hissettim. Eskişehir annemin doğduğu şehirdi, demek ki konuşmuş ve bu kararı almışlardı. Yani gidiyorduk, bu artık değişmez bir gerçekti.

Karantina SerisiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu