Son Perde - 13.Bölüm : Mezar

446K 21K 52K
                                    

Selammm Mahşerin Binlerce Atlısı^^

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım <3 

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım <3 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

13.Bölüm : Mezar.
*Ve bir siper kazarsın kendine... Mezarın olur."

Her savaşın bir sonu vardır, bin ayrı cephede biten. Her cephe ayrı bir savaştır, orada başlar ve orada biter. Hiçbir savaş yaşanan son savaş olmayacaktır, olmaz. İnsan kanı taşır intikamı, hırsı, tutkuyu. Ve aşkı... Her savaş yeri aslında bir mezarlıktır. Ölmek için değil, yeniden doğmak için gider insanlara savaşa. Saklanmak için, korunmak için, sevdiklerini korumak için... Düşünsene, ne yaparsın düşman ordusunun tüm hedefi senin sevdiklerinken? Önlerine atlamaz mısın? Kendini yok saymaz mısın? Her şeyinle savaşmaz mısın? Savaşırsın.

Ve gün gelir, bir siper kazarsın kendine... Mezarın olur.

"Zeynep..."

"Zeynep..."

"Zeynep... Uyan güzelim, uyan." Gözlerim aralandığı an gördüğüm şeyin bir halüsinasyondan ibaret olduğuna emindim.

"Onur!" demiş ve korkuyla geriye doğru sıçramıştım.

"Zeynep, sakin ol güzelim!" Elleri uzandı, kollarımı tuttu ve ben şaşkınlıkla titrerken o hala karşımdaydı. Yüzü kıpkırmızıydı, yorgun ve bitkindi. Hatta belli ki ağrıları vardı. Başını saran sargı bezi kana bulanmıştı.

"Sen gerçek misin!" deyiverdim korkuyla.

"Ben gerçeğim, buradayım sevgilim... Hepimiz buradayız."

Gözlerim birkaç saniyeliğine tereddütle gözlerinde gezdi. Sonra kendi kendime dedim ki, "Hayal de olsa sarıl ona..." Kollarım onu sıkı sıkı sararken hüngür hüngür ağlıyordum. Kokusu her zamanki kokusuydu, sıcaklığı her zamanki sıcaklığıydı. Buradaydı, kollarımdaydı.

"Geldin..." dedim gözyaşları içinde.

"Hep geleceğim, hep."

"Buradasın."

"Bir daha asla bırakmayacağım sizi..." dedi titreyen sesiyle. Uzun uzun sarıldık, uzun uzun ağladık.

"Başın kanıyor." dedim kekeleyerek.

"Senin de gözlerinden yaşlar akıyor." dedi elleriyle gözyaşlarımı silerken. Sinir bozukluğuyla güldüm.

"Onur saçmalama, başın kanıyor. Gidip Ferhan'a söylemeliyiz. Sen bu halde hastaneden nasıl çıktın?" dedim mahvolmuş bir sesle. Kazınmış saçları, sargıların altında olduğum dikişleriyle o kadar yorulmuş görünüyordu ki için parçalanıyordu.

"Gece nerede?" diye sordum bir anda.

"Anneannesinin yanında... Merak etme. Benim için de buraya bir oda hazırlatıyor o Ferhan denen adam. Tedavi görmem için. Ama..." diye mırıldandı ve tereddütle yüzüme baktı.

Karantina SerisiWhere stories live. Discover now