'Güven Bana'-Bölüm9-

91 15 73
                                    

Merhabaa merhaba merhaba!

Bu sefer çok fazla konuşmayacağım. Umarım bölümleri beğeniyor ve severek okuyorsunuzdur. Oy vermeden de gitmiyorsunuzdur diye düşünüyorum. Çünkü zaten bir avuç insanız şurda😅 Ama inanıyorum, büyüyeceğiz. Arayışımıza katılmak isteyen herkese kapımız açık, Allah'ın izniyle ben burdayım, siz de olun lütfen.🤗

Satır aralarına yorum bırakmanıza kelimenin anlamıyla B A Y I L I Y O R U M. O kısmı okurken aklınızdan geçenleri bilmek beni aşırı cezbediyor vallahi, esirgemeyin benden.

Neyse çok konuşmadan sizi bölüme uğurlayacağım. Hatırlatmamız geçen bölümde geçen 'geçmişten kesit' kısmı olacak. Bir de en sonda ki sorulara bakarsınız dimi, onlar benim cidden merak ettiğim sorular, lütfen cevaplayın. Hadi bölüme;

""Birinden hoşlanıyorum." Ağzımdan dökülen şaşkınlık nidasına karşın daha da gülümsedi.

"Bizim okuldan mı?" diye sorduğumda başını iki yana salladı.

"Hayır, Demirlerin okulundan." Nefesim kursağımda takılı kaldı. İsmini duymak bile heyecanlanmamı sağlamıştı.

"Yaa adı neymiş şanslı beyefendinin." diye sordum hiç çaktırmadan. Tamam, Demirden hoşlanıyor olabilirdim ama karşımdaki de her şeyim dediğim en yakın arkadaşımdı. Kız kardeşim Helen'den daha çok seviyordum ben Bukre'yi.

"Adı Berat..." dediğinde beklentiyle bakmaya devam ettim. Bir şey yapmayınca söze daldım.

"Ee, resmini göstersene. Hem Demirin okulundan birini nasıl tanıdın ki, nasıl tanıştınız?"

"Tanışmadık ama tanışırız." deyip bana göz kırptığında kahkaham arabayı doldurdu.

"Ee resmi?" diye beklentiyle ona baktım.

"Sen bana, az önce seni gülümseten beyin adını bahşedersen resmini gösteririm." Bu asla olmayacak bir şeydi. Yani henüz değil.bunun için kendime bir kez daha lanet okudum. En yakın arkadaşıma ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Ona yalan söylüyordum.

"Öyle bir şey yok Bukre." Diye onu geçiştirmeye çalıştım tekrar ama bu sefer olmadı.

"İsime karşı resim Damla Hanım. Yoksa yok." Sıkıntıyla nefesi verdim ve ona bir of çektikten sonra durmuş olan araçtan arkasından indim.

Tüm vücudumla bundan iğrensem de, Demir'i Bukre'ye söylemem için çok fazla erkendi bu baya zaman alacaktı. Yani Bukre'nin hoşlandığı beyefendiyi uzun bir süre daha göremeyecektim. Enişte Berat, şimdilik sadece adıyla var olacaktı, cismiyle değil."

-9-

"Daha sert vur Atlas!"

"Canıma kastın mı var Kronos!" Kızıl'ın bağırtısı üzerine hafif bir kahkaha attım. Dışarıda antrenman yapıyorduk ve Atlas Kızıl'a yeteri kadar sert vurmuyordu. Daha sert olabileceğinden emindim o yüzden onu uyarıyordum ama Kızıl bundan hiç mi hiç hoşlanmıyordu.

Hepsi iyi dövüşüyordu ama bunu birbirlerine karşı da kullanmaları gerekiyordu. Dövüş çalışırken eğer karşındakine insaflı davranırsan bu, ona yapabileceğin en büyük kötülüklerden biri olurdu. Zaten hepsinin dövüş stilleri birbirlerine çok benziyordu.

Ben, Vega , Bulut ve Çimen hariç.

Evet, iki gün sonra Çimen Bey mekana teşrif edebilmişti ve şu anda da karşısındaki Kartal'ı alt etmeye çalışıyordu. Çimen'in dövüş tarzı Kartal'dan farklı ve itiraf etmekten hiç hoşlanmasam da ondan iyiydi.

Sokakların NabzıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin