Sokakların Nabzı

Karanlığa karışmış bir ruh.
Adanmış umutlar, boşa çırpınmalar.
Kendi siyahı boğuyor onu ama vazgeçemez. Yolun sonunda ölümü gördü, şanslı.
Saf kötülükle tanıştı, savaştı ve kaybetti.
Yalnız. Bir o kadar da kalabalık.
Kaybetti. Aradı. Bulamadı. Geri döndü.
Damla Aral yani Kronos, geri döndü. Onu tanımayan yok, yüzünde 'K' yazan birini kim tanımaz ki?
Korkmuyor ama bu onun en büyük zaafı. Acımıyor çünkü acınacak halde.
Muhtaç, onu Kedi'ye, en yakın arkadaşına götüren herkese.
Güneşli bir yaz sabahında masmavi bir denizde yüzerken suratında kocaman bir gülümsemeyle, boğuldu. Fırtına çıktı, gök karardı.
Ama yıllar oldu.
Fırtınayı, o çıkardı bu sefer. Yine boğuldu.
Yüzmeyi çok iyi biliyor ama artık denizde değil.
Oralar onun gibi biri için, kendisine 'Kainatın Hakimi' anlamına gelen 'Kronos' diyen birisi için sığ sular. Artık okyanusta.
Aradığı ise bir balık. Kaçmayan ama onun kovaladığı bir balık.
Şimdi yoluna çıkan herkes korkmalı, yanında olan da. Çünkü
o sadece Kedi'yi bulmak istiyor.
Onu bulmak için yaşıyor.
Bütün gücünü yer yüzüne seve seve salar.
Ama korkmaları gerekmesinin nedeni bu değil. O sinirli ve şimdi onu sakinleştiren biri yok.
Kronos ise dünyayı yakmaya hazır.
🥂🥂🥂
Hikaye Kronosun ağzından anlatılıyor ve eğer aşk istiyorsanız buralarda ondan yok.
Bu bir arayış hikayesi. Hemde hiç okumadığınız türde.
-D.A.