'Nefret'-Bölüm11-

81 10 77
                                    

           

Selllaaammm

Parti bölümü için beni öldürebilecek arkadaşlarım var, aşırı baskı altındayım ama olsun, ben bunu severim. Yeter ki siz bölümleri beğenin😬😂

Ama bende de suç var, çok övdüm parti bölümünü, gerçi hazır ve yine söylüyorum ÇOK SEVECEKSİNİZ😏😂

Çok az oy alıyoruz hala bu beni üzüyor ama yapacak bir şey yok, yıldıza tıklamak çok zor sanırım okuyanlar için, bilmiyorum. Canları sağ olsun🤷🏻‍♀️🤷🏻‍♀️

Hatırlatma çok eski bölümden ve biraz uzun. Markab meselesini hatırlamayanlar için yazdım.

Bölüm biraz sakin, geçiş bölümü gibi aslında. Umarım sıkılmazsınız🙄😅😅

Yorgunluktan geberiyorum resmen, ellerim basmıyor tuşlara, düşünme yetimi kaybettim mantıklı cümle kuramıyorsam affola ama yazıyorum çünkü bir gün daha yayımlamasan katil olacak arkadaşlarım var, kıyamam onlara.😂🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️

Hadi o zaman önce hatırlatma, sonra bölüm bu sırada da siz satır arasına yorum bırakıyorsunuz, bende okuyup sevinip, size cevap veriyorum. Bir de yıldıza basıyorsunuz. Bu kadarcık🤗🤗 Öpüldünüz, buyurun bölüme;

""Markab." Dedim. Gözler, o garip kıza çevrildi. Lakabını unutmam gayet doğaldı. Çok akılda kalıcı bir şey değildi sonuçta.

  "Ne bilmek istiyorsun? Mesela gerçek ismimi söylemeli miyim? Ya da yaşımı falan," dedi. Oldukça alaycı görünüyordu. En sevdiğim tavır.

"Hikayeni bilmek istiyorum. Neden bela ve bu bok çukuru?" ufak bir kahkaha attı.

"Yetimhane diyelim. Hayatı çalınmış 5 yaşında ki bir kız çocuğu ve intikamla dolu bir kalp Kronos. Tam da senin anlayabileceğin bir şey değil mi?" dedi.

"Kesinlikle. Cinayet mi?" dedim.

"Evet. Bir Aralık gecesiydi. 15'i. Kar yağıyordu ben yatağa girdiğimde. Annemlerden iyi geceler öpücüğümü almış, yarın okul ödevim olan noel babayı boyamış ve yeni yıla kaç gün kaldığını gösteren çizelgemde bir günün daha bittiğini sanıp üzerine çarpı koymuştum. Beş yaşındaydım. Günün bitmediğini ve saat henüz 12 olmadan silah sesiyle korkup yatağımın altında saklanacağımı bilmiyordum tabi.  Gece eve hırsızlar girdi. Annemle babamı öldürdüler ama evdeki bir iğneye bile dokunmadılar. Benim hayatım hariç. Onu çaldılar. Tüm mal varlığına amcamlar kondu. Teyzem, halam, dayım hiç kimse bana sahip çıkmadı ve bende yetimhane de büyüdüm." Dedi. Kafasını kaldırıp suratıma baktı. Gözlerini benimkilere dikti,

"Ve şimdi de bana ait olan her şeyi geri almak istiyorum, hakkım olan her şeyi Kronos. Mesela yıllardır halamların oturduğu evimi. Bir de intikam tabii"  Diye ekledi.

**

Bugün Pazar günüydü. Genelde pazarları herkes evinde kalırdı ki bugün yapacak hiçbir işimiz yoktu. Ben, Markab dosyası üzerinde çalışmaya başlamıştım ve onun üzerinde ilerlemeyi planlıyordum.

  Dosyayı incelemeye başladığımda, olayın Markab'ın anlattığı gibi olduğu yazılıydı. Evden çalınmış hiçbir şey yoktu, katiller ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmıştı ama kimlikleri belli olmasına rağmen bulunamamışlardı, kaçaktılar.

Markab'ın en az 20 yaşında olduğunu varsayarsak, bu adamlar yaklaşık on beş yıldır kaçaklardı. Dünyanın herhangi bir yerinde olabilirlerdi, başka kimlikler kullanıyor olmalıydılar mantıken ama şöyle de bir detay vardı ki, kafamı en çok kurcalayan da oydu;

Sokakların NabzıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin