13.beyaz gül

8.2K 357 131
                                    

Şey biraz uzun oldu bu bölümü yazmam ama biraz problemlerim oldu ondan kusura bakmayin.
İyi okumalarr♡

Sonat
Telefonu elime alıp Çağdaş'a baktım. Hala uyuyordu kafası masada olmasına rağmen titremeyi anlamamıştı sanırım.

Erkanı açtım. Mesaj geldiği belliydi ama telefonu kilitliydi. Zaten ona güveniyordum bu kadar merak etmemem lazım. Kilit ekranında mükemmel ötesi fotoğrafı var. Yanımdaki hareketlilikle elimden telefon hızla çekildi ve Çağdaş yüzüme ters ters baktı. Ona 'ne oldu' der gibi kafa salladım.

"Telefonumun sende ne işi var?"

"Şey sadece titredi bende baktım"

"İzinsiz boyle seyler yapman yanlış"

"Nelerin yanlış olacağını senden mi öğreneceğim kötü bir niyetim yok.!"

Neden bu kadar tepki gösterdiğini anlamıyordum. Daha yeni kavuşmuşken güvenimi sarsması çok saçma. Sinirlenip kalktım sıradan ve hızla lavaboya koştum. Yüzüme bir kaç kez su çarptıktan sonra durdum. Benimde mutlu olmaya hakkım var. Ve ben ona güveniyorum ama onun tepkisi çok üzdü beni.

**

Çıkış saati gelmiş ve Çağdaşla konuşmamıştık bile. Ne o bir şey deniyordu ne de ben.Özür dilemesi gerekmiyor mu sizce? Benim canım yazarıcığımda illa beni üzmek zorunda.

Benim oluşturduğum karakter birde bana atarlanıyor. Seni bir cümlede öldürürüm Sonat kuşum akıllı ol :d

Sınıftan çıkıp Çağdaş'ı geçerek arkamda bıraktım. Hatasını anlayacaktı biliyorum.
Eve yürüyerek gidecektim. Okulun kapısından çıkarken bileğimi bir el kavradı ve akrama döndüm. Çağdaş bana bakıyor ben ona.

" Bırak beni."

"Sonat benimle gel lütfen sana birşey göstermem gerek?"

Fesat okurlarım nasılsınız?

"

Bana o şekilde davranman çok saçmaydı Çağdaş!"

"Biliyorum gel benimle."dedi ve beni motorun yanına sürükledi. Elindeki kaskı kafama geçirip motora bindi banada 'hadi' der gibi kafa salladı.

Arkasına atladım ve kollarımı göğsümde birleştirdim, aynadan bana bakıp güldü.

"Sarıl bana düşersin!"dedi ama omuz silkip sarılmadım. "Peki,sen bilirsin!"
Motoru çalıştığında yere yapıştım resmen ve kendimi hastanede buldum.

Evet,kolum kırılmıştı. Fazla acımıyor çünkü sağ kolum daha önce dört kere kırılmıştı alışmıştım. Kendimi bildim bileli vücudum çok hassastır, en ufak şeyde kızarır, morarır ve kırılırdı.

Çağdaş yanıma gelip "Ben sana demiştim dimi inatçı keçi!" diyip durdu.
Bu söylediğine gülümseyip hastaneden çıktık.

Hava kararmak üzereydi. Motorla bir yerde durduk. Gökyüzü turuncu tonlarında güzel bir manzara vardı. Motordan indik. Çağdaş cebinden çıkardığı bez parçasıyla bana yaklaştı,kulağıma eğilip"Buna biraz katlanman gerek!"diyip yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Kafamı sallayarak onayladım. Gözlerimi bağladı,elimi turup beni yürüttü.

Nereye gittiğimizi merak ediyordum. Bir yerde durduk. Gözümdekini çözdüğü anda gördüğüm manzaraya hayret dolu bakışlar attım.

Tam önümde yerde beyaz güllerle 'Çağdaş & Sonat' yazılmış. Biraz ileride yanan ateş,yanında iki tane puf, gördüklerim rüya mıydı? Eğer rüyaysa hiç bitmesin lütfen.

Çağdaş' sarıldım.Bir dakika beyaz güller. Ben beyaz gülü çok severim, bunu nereden biliyor."Beyaz gülleri nereden biliyorsun?"diye sordum ayrılmadan."Bir ara Arşın söylemişti oradan kaldı aklımda, içinde sen geçen hiç bir şeyi unutmuyorum."
Dedi ve geri çekildi. Elimi tutup montunun iç cebinden beyaz gül çıkarıp kulağımın arkasına yerleştirdi.

"Öncelikle özür dilerim birtanem. Ben biraz endişe ettim bugün, çünkü bana bir kaç haftadır anonimden yazan biri var ve yazdıkları hoş şeyler değil o yüzden o mesajları görüp beni yanlış anlamandan korktum. Ben sana yeni kavuştum. Gözlerine bakınca kendimi kaybediyorum. Kokunu alınca sarhoş oluyorum. Seni kaybetmek istemiyorum. Seni çok seviyorum. Senin güzel dünyana atacağım adımda benimle beraber bir ömür yürür müsün sevdiğim?"

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Ben böyle sözlerin benim için söylendiğine inanamamıştım. İlk defa sevildiğimi hissediyorum.

"E-Evet!"diyip boynuna sarıldım tek kolumla olsada sıkı sıkı sarılıyordum. Ayrılıp ellerini çenemde gezdirdi. Gözleri dudaklarıma gidip geliyordu. Bir anda dudaklarını dudaklarımda hissettim. Sıcacık dudaklarına dayanamayıp karşılık verdim beni kendine daha çok çekti ve dolu dolu öpüşmeye başladık sonra hareketleri ağırlaştı ve dudaklarımızı ayırdı. Bu hissettiğim çok farklı bir duyguydu, ilk öpememiz bu kadar güzel olduğu için çok mutluydum. Sonra kulağıma eğilip "Seni çok seviyorum!" dedi.

El ele tutuşup ateşin yanına yürüdük. Yan yana puflara oturup ince battaniyeyi üzerimize çektik. Kafamı göğsüne doğru çekti. Bu anın bozulmaması için herşeyimi verebilirdim.

Ona yazan anonimi sormak istiyordum ama bu anı bozamam. Bunu daha sonra sorup konuşacaktık zaten.

Kafamı kaldırıp o mükemmel yüzüne baktım gözlerini bana çevirdi. "En kötü günümüz böyle olsun!" Diyip gülümsedim. Gülümsememe karşılık verip alnıma bir öpücük kondurdu.

Bölümü uzun yazamaya çalıştım. Kurgumu beğenirseniz kitabımı kütüphanenize eklemeyi ve oy vermeyi unutmayın pleasee❤

İLK GÖRÜŞ (GAY)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin