İyi okumalar ballar.🍯
Yazarın ağzından;
Sonat gözünü açtığında hastanede idi. Kolunun acısıyla olduğu yerde inledi. Hemen başına gelen bir hemşire "Doktor bey hasta uyandı!" Diye seslendi. Sonat "Çağdaş" dedi. Hemşire sustu." Bana bakın Çağdaş iyi mi?" Diye sordu yerinden kalkmaya çalışarak. Hemşire Sonat'ı geri yatması için zorladı.
Sonat göz yaşlarını hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Benim yüzümden kaza yaptık diye düşündü. Ona benim yüzümden birşey oldu diye geçirdi içinden. Hemşire ile birlikte gelen doktor Sonat'a sakin olmasını söylesede. Sonat'ın göz yaşları dinmiyordu. O çok kötü hissediyordu.
Doktor hemşireye işaret edip bir sakinleştirici yapmasını iştedi. Sonat ağlaması dinmezken koluna vurulan iğne ile ağlaması yerini hıçkırıklara bıraktı.
Doktor hemen Sonat'ı röntgene alıp kırık çıkık olmadığını kontrol etti Sonat'ın kolu parmaklari dahil kırılmıştı. Sakin çocuğun kolunu alçıya alıp, uyanmasını beklemek kaldı.Çağdaş ağır yaralar almıştı. Sevdiği için canını feda etmişti. Ama şuan canının acısını bile hissetmiyordu.
Çağdaş'ın burnu kırılmıştı sadece ama ic kanaması vardı. Ambulansta mudahaleye başlanmıştı bile hastaneye varıldığında. Hemen ameliyata alındı. Sonat'ın bundan haberi bile yoktu henüz ama sevgilisinin canından çok sevdiği kişinin çok hasar aldığını hissedebiliyordu.
Sonat yavaşca gözlerini araladı. Gözünden dökülen bir damla yaşı eliyle silmek istedi ama yapamadı sonra yattığı yatakta oturur posizyon aldı. Kolundaki alçıya bakıp ofladı.
"Çağdaş"diye inledi gözlerinden yaşlar süzülürken.
Yataktan kalkıp koridora çıktı ilk gördüğü hemşireye sordu. "Çağdaş nerede lütfen söyleyin bana" dedi ağlamasını durdurmak istedi ama yapamadı.
Hemşire Sonat'a bir poset uzatıp
"Bunlar kaza anında düşen eşyalarınız" dedi. Sonat eline poşeti alıp." Beni Çağdaş'a götürün yalvarırım size" dedi ağlamaktan kısılmış sesiyle.
Hemşire Sonat'ın sırtına elini koyarak onu ameliyathanenin oraya yöneltti.
"Bakın Çağdaş'ın ağır bir darbeden dolayı bir iç kanaması var bir buçuk saattir ameliyatta. Lütfen sakin olun o iyi olucak." Dedi çocuğun sırtını sıvazlayarak.Sonat şok geçirmiş gibi dondu kaldı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönsede ağlaması asla dinmiyordu
Nasıl iç kanama,neden, ölücek mi? Hayır ölemez. O benim hayatım. Dünyamı renklendiren gökkuşağım. Diye geçirdi içinde. İçinde boğuşurken elindeki poşetteki telefon calmaya başladı. Çağdaş'ın telefonu ekrana bakıp arayanın Aykut olduğunu gördü hemen açıp.Aykut: kanka nerdesiniz bir sinemanin önündeyiz.
Sonat hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti."A-Ay-Aykuuutt bizz ka-kaza geçir(öhüöhüü)dik."
Aykut"Sonat noldu neden ağlıyorsun nasil kaza nerdesiniz söyle hemen geliyoruz" Sonat'ın durumunu gören hemşire elinden telefonu aldı ve konuşmaya başladı
"Merhaba ben hastaneden bir hemşireyeyim öncelikle sakin olun arkadaşlarınız motor ile kaza geçirmişler. Çağdaş şuan ameliyatta. Sonat bey ağlamaktan helak oldu durduramıyorum. Lütfen buraya gelin üstelik ailelerine de haber verin." Aykut kadının sesiyle telefonu hemen kapattı ve bir taksi çevirdi. Ayni zamanda Çağdaş'ın ve Sonat'ın ailesine haber verme peşindeydi.Sonat kendini toplamak adına ağlamasını durdurmak istiyordu. Sevdiğinin ona ihtiyaci vardi desteğine ihtiyaci vardı.
İçinden bildiği tüm duaları tekrar tekrar ediyordu.Uyan sevgilim benim sana çok ihtiyacım var lütfen dayan bizim için benim için sana olan aşkım için lütfen aç gözlerini lütfen aç. Sen yokken nefessizim ben. Sen olmayınca çaresizim ben lütfen beni çaresiz, beni sensiz bırakma.
Gökkuşağından bir renk alırsan ne anlamı kalır lütfen beni renksiz bırakma. Uyan sevgilim, aç gözlerini ben hep baktığın yerdeyim. Seni çok seviyorum lütfen uyan.
Diye geçirdi içinden, ağlıyordu ayni zamanda kolunun tersiyle gözlerinide siliyordu."Sonat'ım oğlum iyi misin?" gözlerini sağdan gelen annesine çevirdi. Daha çok ağlamaya başladı. Annesi gelip yanına çöktü. Sarıldı oğluna "Geçecek oğlum ağlama" gözleri dolmuştu kadının saçlarını okşadı.
"Anne o ameliyatta anne o lütfen ölmesin!" dedi hıçkırıkları arasında.
"Hayır oğlum ölmeyecek." Babası gelmişti o sırada Sonat'ın oğlunun eşcinsel olduğunu yolda annesinden öğrenmişti. Tepki vermemişti. Zaten oğlu bu haldeyken daha önemli birşey olamazdı onun için oğlunun yanına çöküp konuşmaya başladı." Bak evlat biz her zaman yanındayız,arkadaşın iyi olacak. "Sonat babasına bakıp. Hafif bir tebessüm etti."İyiki varsınız!"Ve koridora ağlayarak Çağdaş'ın annesi girdi. Arkadan gelende babasıydı adam ağlamıyordu ama üzgün olduğu nerden baksan anlaşılırdı.
Ağlayan kadın "Çağdaş'ım nerede oğlumu getirin bana iyi mi?" Diye isyan ediyordu. Sonat kadını görünce biraz mahçup oldu çünkü herşeyden kendini sorumlu tutuyordu. Ama onun da bir suçu yoktu Çağdaş'ın da.
Sonat'ın annesi kalkıp kadının yanına yaklaştı. "Hanım efendi sakin olun oğlunuz ameliyatta iyi olucak" dedi kadını teselli etmek istercesine.
"Ameliyat neyi var oğlumun doktor yokmuğghh"derken kadın birden yığıldı kaldı. "Hemşire hemşire yok mu?" Diye seslendi Çağdaş'ın babası.
Hemen iki hemsire sedyeyle birlikte gelip kadını bir odaya götürdüler. Sakinleştirici bir serum takıp çıktı.
"Hanım efendinin yanında biri durması gerekiyor, siz durun." Dedi Sonat'ın annesini göstererek. "Çünkü uyandığında yanında bir bayan görünce daha sakin olacaktır, uyandığında beni çağırın lütfen" dedi ve gitti. Kadın kafasını sallayıp. Sonat'ın yanına çöktü " Oğlum lütfen sakin ol inan bana annene inan o çok iyi olucak" çocuğun sari saçlarına bir buse kondurdu ve kadının yattığı odaya girdi.***
Doktorlar ameliyat masasındaki çocuk için elinden gelenin en iyisini yapıyorlardı yaklaşık dört saati geçmişti ameliyat. En sonunda iç kanamayı durdurmuş ve bunun rahatlığıyla bir 'huh' çekti baş hekim. Sonra devam etti ameliyata.
Çağdaş bir süre yoğun bakımda kalmak zorundaydi. Ameliyatı başarılı geçmişti. Şimdi bu haberi yakınlarına verme vakti geldi. Doktor son dikişi de atıp cıktı ameliyattan.Kapının açılmasıyla Sonat atladı doktorun üstüne "Lütfen bize güzel seyler söyleyin o nasıl nerde?" Doktor Sonat'ın ağlamaktan kızarmış gözlerine bakıp konuşmaya başladı.
" Sakin olun ameliyat başarılı geçti. (Hep birlikte bir ohh çekerler ve meraklı gozlerle tekrar doktoru dinlemeye devam ederler) ama bir süre yoğun bakım ünitesinde bizimle olacak. Kendini toparlaması çok önemli. Geçmiş olsun." Diyip gider.Aykut tuna sonat hep hirlikte sarılıp destek olmaya çalışırlar birbirine.
Çağdaş ameliyattayken Sonat'ın babası Çağdaş'ın babasına çok destek olmuştu. Oğullarının arlarındaki ilişki ikisinide rahatsız etmemişti. Bu yüzden herşey iyi gibiydi.
Ameliyathanenin kapısı açıldığında üç tane hemşire bir sedyede Çağdaş'ı çıkarıyorlardi.
Onu gören Sonat hemen yanına gitti kolunda serüm burnunda bir bantla görünce gözyaşı süzüldü yanağından boğazına,fısıltıyla konuşmaya başladı."İyi olacaksın sevgilim. Ben sana inanıyorum. Beni bırakma olur mu? Aileni bırakma seni çok seviyorum" dedi ve sedyede öylece yatan sevgilisinin elini öptü. Hemşireler sedyeyle uzaklaştı koridordan.***
Kısık sesle "Oğlum, oğlum iyi mi?" Diye sordu Çağdaş'ın annesi gözlerini açarak.
"Hanım efendi ben Sonat'ın annesiyim merak etmeyin oğlunuzun ameliyatı gayet iyi geçmiş sadece biraz yoğun bakımda kalması gerekiyormuş. O iyi olacak."
" Allah sizden razı olsun başımda beklemişsiniz. Oğlum güçlüdür benim iyi olacak" diye cevapladı yanağından dökülen yaşla.
Artık geriye kalan tek bir şey vardı oda Çağdaş'ın uyanmasını beklemekti...
Selam ben geldim, biraz üzüldüm bu bölümü yazarken, arada gözlerimde doldu. Üstelik gece yazdım şuan saat (04:22). Umarım beğenirsiniz Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum mutlaka,sizleri seviyorum esen kalın sağlıcakla kalın❤🥀
YOU ARE READING
İLK GÖRÜŞ (GAY)(TAMAMLANDI)
Teen FictionKiprikleri uzundu saçları kumral, dudakları dolgun -aahh insanın öpesi geliyor-, yüzü bebek gibi çenesi ve burnu yüz hatlarına çok uyumlu şekilde duruyor. Bu çocuğun peşinde birsürü kız geziyor olmalıydı bende kız olsam kıçından ayrılmazdım. Bi anda...