Evet beklenen yb geldi.
İyi okumalar ballar...🍯
Sonat
Sevgilim, sevgili kelimesini en çok hak eden insan. Duygularım şuan ne kadar karmaşık olsada, sana olan sevgim hep kalbimde. Şuanda bu uzun hastane koridorunda odanın camından seni izliyorum. Her zaman yanındayım. Hep buradan turuyorum ellerini. Cok istedim yanına girmek ama bu lanet hastanede beni kimse oraya sokmadı. Çok özledim seni, kokunu ellerini,gözlerime bakıp yavru köpek gibi bakmanı,çok özledim. Dört gündür o odadasın içim çok yanıyor. Günlerdir ağlamaktan gözümdeki yaş tükendi. Belki inanmazsın ama dün kan ağladım. İlk önce korktum. Gözlerimden gelen kan beni şoka uğrattı. Hemşirelere sordum hemen. Bana hüzünlü hüzünlü bakıp'bir süre sonra gözünüzde yaş kalmaz ve kan ağlamaya başlarsınız ' dediler. Ağlamamı zar zor durdurup. Sildim gözlerimi birde korktum tabii;ya uyanıp beni öyle görseydin ,üzülürdün. Şu hayatta asla istemedigim şeylerden biri seni üzmekti.
Hala camından sana bakıyorum sevgilim. Çok muhtacım sana. Uyan bir an önce uyan ördeğin seni bekliyor. Bak ailelerimiz de burada, annen çok üzgün. Çok özledik hepimiz seni.
"Sonat oğlum gel birşeyler ye olmaz böyle bak Çağdaş seni böyle görse çok üzülürdü" diyen anneme kaymıştı gözlerim. Saçlarımı ellerimle geriye atıp elindeki tostu aldım. Yarım saatte bir ısırık alıyordum. Daha tost yarısında buz gibi soğumuştu. Kenara bırakıp tekrar camın önüne gittim. Baktım defalarca bir hareket bir işaret verir diye baktım Çağdaşıma. Ama yoktu dört gündür öylece yatıyordu orada.
[Bu Sonatımız ağlamaktan bu hale gelmiş, siz kolunu kırık şey(hayal)
edin işte. Sonatımı sevin.]Yazar'ın ağzından;
Sonat'ın üzüntüsünün tarifi bile yoktu artık. Bitmis tükenmiş ama pes etmemişti. Sevdiği adamla arasında bir cam vardı. Ona bu kadar yakınken hasret içindeydi.
Aykut ve Tuna da günlerdir burada herkes gibi Çağdaşın uyanmasını bekliyordu. İkiside birbirlerine destek olmaya çalışıyorlardı. Aykut da en az Sonat kadar üzgündü.
Çocukluğundan beri arkadaşlardı. Biri ona birgün Çağdaş'ı hastane koridorunda bekleyeceksin deseydi. Gülüp geçerdi. Ama şimdi arkadaşını çaresiz bekliyordu.Yaptıkları yaramazlıkları,çiğnedikleri kuralları, anıları, acıları gözünün önünden film şeridi gibi geçip gidiyordu. Bu onu çok üzüyordu ve bir an once uyansın diye dua ediyordu.
Sonat hala camın önündeydi Biraz sonra koşarak gelen doktor ve hemşireler odaya girip kapıyı kapatmışlardı. Gözleri kocaman olup şoka girmişti sanki. Hepsi o an cama yapışmış içeriye bakıyordu. Hepsi olanlardan habersizdi.
Doktor şok cihazını alıp Çağdaş'ın göğsüne bastırıp geri çekiyordu.
"Çaaaaaağdaaaaaaaaaşşş!" Sonat'ın bu haykırışı tum hastanede yankılanmıştı. Elleri titriyordu kimse onu tutamıyordu. Ağlamaya başladı. Sayıklamaya başladı. Dünyası başına yıkılmıştı. Sevdiği adam orada can mı veriyordu. "Haaayıııır!" Diye bağırıp yığıldığı yerden kalkıp. Odanın kapısını açtı ."Kurtarın onu lütfen almayın benden kurtarıııın!"(öhüöhühü"nolurrrsunuzzz"öhü)
"Sonat bey dışarı lütfen!"iki hemsire ve Aykut ve Tuna Sonat'ı tutup odadan dışarı çıkardılar.Doktor bu olanlara hayretle bakip bor yandan Çağdaş ile ilgileniyordu kendi kendine konusmaya konuşmaya başladı" Hadi evlat uyan onları yalnız bırakma ,sana çok değer veriyorlar hadi bir daha! 200 ver kızım. Dayan evlat" diyip şok cihazını yapıştırdı çocuğun göğsüne " Son ver kızım!"
Bu son şansıydı bundada kalp atışları düzene girmesse Çağdaş gözlerini diğer dünyaya açacaktı.Doktor camın arkasındakin aileye baktı. Acı dolu gözlerle bakan insanlar vardı orada."Hadi be oğlum!" Dedi
Şok cihazını son kez bastırdı çocuğun göğüs kafesine ve çekti.
(Dıt dıt dıt dıt) duyduğu ses ile gülümsedi." Aferin evlat!"
Sonat kapıdan çıkan doktora sarıldı bi an. Doktor ciddiyetini korusada sevinmişti. "Teşekkür ederim!" dedi hıçkırıkları arasında Sonat. Sonra hemn canım önüne geçip izlemeye başladı sevdiği adamı.
Herkes oh çekerken yüzler az da olsa gülüyordu.Sonat
Sevgilim. Çok korkuttun bizi. Yapma bir daha bunu. Gitmeye kalkışma.
Doktorun annemlerle konuştuğunu görünce yanına gittim hemen.
"Ben onun yanına girmek istiyorum lütfen bir kere olsun elini tutayım?!"
Doktor biraz baktı gözlerimi sonra oda bu çaresizliğimi anlamış ki.
"Tamam ama sadece beş dakika, (hemşireyi çağırır). Kızım Sonat'ı hazırlayın beş dakika Çağdaş'ın yanına girebilir" dedi. Hemşirede kafasıyla onayladı.
Odanın kapısını açıp içeri girdim. Yaklaşıyordum ona evet yanındaydım artık. Hemen yanımdaki sandalyeye oturdum. Elini tutacaktım ama korktum canı yanar diye korktum. Sonra usulca elini kavradı ellerim. Gözyaşlarımla ıslanan dudaklarımı eline götürüp koklayarak öptüm. "Çok özledim seni Çağdaş. Her bir zerrem her bir zerreni çok özledi!" Dedim parmaklarını okşarken.
Anlaşılan beş dakika dolmuştu ki. Hemşire kapıyı açıp dudaklarını birbirine bastırıp kafasıyla nazikce dışarı çıkmamı istedi. Nasıl bir beş dakika bu, bu kadar hızlı geçemez diye geçirdim içimden. Son kez Çağdaş'ın eline bir öpücük daha kondurup kalktım mecburen sandalyeden.Çağdaş
Elimde bir sıcaklık hissetmiştim az önce ama gözlerimin üstünde sanki tonlarca ağırlık vardı açamıyordum.
Sesim bile çıkmıyordu. Bedenimde tonlarca ağırlık vardı. Karın bölgem ağrıyordu. Dudaklarım kuruluktan biribirine yapışmış adeta birde burnumda bir sızı vardı ne olduğunu tam bilmiyordum. Ama en son motorumun frenleri tutmuyordu.
'Bir dakika So-Sonat?'dedim içimden
O- o iyimiydi...Merhabalarr.💋
Sizden bu bölümle ilgili düşüncelerinizi kesinlikle bekliyorum. Ve oylar biraz düşük bu ara bu beni üzüyor. Üzmeyin beni lütfen sizleri çok seviyorum. Bana sormak istediğiniz her hangi birşey varsa buraya bekliyorum. Hadi ben kaçtım bu arada şuan saat(03:44)ilham perilerimden birini kaybettim. Ama umarım beğenmişsinizdir. Görüşmek üzere sağlıcakla kalın esen kalın🥀🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞ (GAY)(TAMAMLANDI)
Teen FictionKiprikleri uzundu saçları kumral, dudakları dolgun -aahh insanın öpesi geliyor-, yüzü bebek gibi çenesi ve burnu yüz hatlarına çok uyumlu şekilde duruyor. Bu çocuğun peşinde birsürü kız geziyor olmalıydı bende kız olsam kıçından ayrılmazdım. Bi anda...