BÖLÜM 5: YARANIN YARASI

6K 478 161
                                    

Herkese merhabalarımı iletiyoruuuuum!

Nasılsınızzz bakemmm?

Ummaröm iyisinizdir!

Lütfen oy ve yorumlarınızı emeğime saygı niyetine bırakınnn!

İyi okumalar efenimm!

🌜🌚🌛

"Ölüm dalgaya alınamayacak kadar acı bir gerçekti."

🌜🌚🌛

    Kalbim olağanca hızlı atıyordu. Yaşananlar o kadar hızlı, o kadar aniydi ki... Düşünceler beynimin içinde birer fırtına yaratıyordu. Korkuyordum ama bu korkuyu saklamak zorundaydım. Bir çıkmazdaydım. Ben çıkmazları sevmezdim.

Gelen giden herkes bize bakıyordu. Cidden hep bu kadar göz önünde mi olacaktım? Ne kadar da kötü bir duyguymuş bu. Ya el üstünde tutulmak da bunu gerektiriyorsa. Herkes sana bakıyor, hiçbir şeyi rahatça yapamıyorsun, bütün ilgi sende, özgürlük diye bir şey yok, sen diye bir şey yok... Cidden düşüncesi bile berbat. "Bunlar beni yerler mi?"

Etrafımda ordu gibi toplanmışlardı. Bu kadar insanla yürümek çok zor oluyordu. Caleb tam yanımdaydı. "Biz varken sana kimse bir şey yapamaz." Caleb'a kibirle baktım.

"Seni kimin masaya ka..." Elini ağzıma koyup beni susturdu.

"Kimse senin kim olduğunu bilmeyecek."

"Bunu diyerek belli etmiş olmuyor musun?" demeye çalıştım. Ancak bu sadece saçma sesler olarak çıkmıştı. "Bak elini çek ısırırım!" Bu da saçma sesler olarak çıkınca ağzımı açıp elini ısırdım. Elini çekip hayretle bana baktı.

"Sen iyice vahşileştin. Farkında mısın?" Genişçe gülümsedim.

"Aslanların olduğu ortamda çakallar da olmalı." Caleb'ın kahkaha atmasıyla gözler daha fazla bize çevrildi. Gözlerim ardına kadar açıldığında o an kendime ne dediğimin farkına vardım. Evet, doğrudur geri zekâlının tekiyim. "Haksızlık bu. Yanlış söyledim. Çakalların olduğu ortamda aslanlar da olmalı." Diğer yanımdaki Matthew kolunu omzuma attı. Beni kendine çekmesi ile şoka uğradım. Bu ne laubalilikti böyle!

"Haksızlık buranın temel kuralıdır güzellik." Ayaklarımın hızı biraz yavaşlarken kıpkırmızı kesildiğime neredeyse emindim. Kalp atışım hızlandı. Ve Matthew'ın bunu duyduğuna yüzde yüz emindim. Sonuç olarak o bir vampirdi. Tabii büyücü olmayanların haricindeki herkes bunu duymuştu. Kulağıma doğru fısıldadı. "Benim için heyecanlanman ne kadar da güzel."

Kendimi toparladım. Genişçe gülümsedim. "Heyecanlansaydım sana daha da sokulurdum." dedim kolunun altından çıkarken. "İnsanların refleksleri vardır. Genel olarak tanımadığım insanlarla bu kadar yakın olmam. Ve bu durumda sinirlenirim." Elini polis görmüş gibi iki yana açtı.

"Tamam, sakin şampiyon."

"Eleanor ile uğraşma Matthew." Bana bakıp sırıttı. Blanca'yı takmışa benzemiyordu.

"Yüz ifadesi çok hoş olmuyor mu?" Bana yoğunlaşan gözleriyle baktı. "Özellikle de gülünce." Yerime Caleb'ı geçirdim. Yani bir yanımda Caleb varken diğer yanımda Marcus vardı. Bu daha mı kötü olmuştu ne?

Bana kısaca bakıp önüne döndü. Ona ilgiyle bakıp fısıldadım. "İnsanlara sert davranınca havalı mı olunuyor?" dedim dışarı çıkarken. Benden uzaklaşmak için hızlı yürümeye başlamıştı ve bir anda durunca onun arkasında olduğumu fark etmedim. Sırtına toslayınca kafamın ağrıması da doğal olmuştu.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now