BÖLÜM 23: BİR DAMLA

3.5K 395 217
                                    

1 hafta sonrasından herkese merhaba diyorumm!

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin!

İyi okumalar dilerim!

🌜🌚🌛

"Ben karanlığın içinden siyahı seçebilen bir kızdım. Karanlıktan korkmayacak kadar siyaha bulanmıştım."

🌜🌚🌛

      Odanın kapısından hızla kilitleme sesi geldi. İçimdeki sesler iyi şeyler olmayacağının sonuna kadar savunabilirlerdi. Yutkunurken gidip yatağa oturdum. Marcus'un gözlerinde ilk defa böylesine sonsuz bir boşluk görmüştüm. Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum. Meclis denilen mecra Marcus'u dahi sonsuz bir boşluğa itebiliyorsa gerçekten kötü bir şey olması lazımdı.

Bileğimin üzerinde önceki gibi hissettiğim bir çekim hissetmemle etraf tıpkı önceki gibi değişti.

Yine salondaydım. Buradan dahi hissedebildiğim bir gerginlik dolaşıyordu ortamda. Dış kapı hiçbir zorluk çekilmeden açıldı. İçeri ilk giren kişi simsiyah giyinmiş bir adamdı. Siyah kısa saçları, sert yüz hatları, bir ok gibi saplanan acımasız siyah gözleri, yapılı bir vücudu, uzun boyu, soluk bir teni, çıkık elmacık kemikleri vardı. Üzerine giydiği siyah gömlek, altına giydiği siyah kumaş pantolonu ile oldukça asil duruyordu. Adam taş çatlasa otuz yaşındaydı. Ardından giren adamın soluk mavi gözleri, beyaz bir teni, açık kahverengi uzun saçları, yapılı vücudu, ortalama boyu, büyük gözleri, geçişli yüz hatları vardı. Üzerinde beyaz bir gömlek, gömlek üstün siyah deri ceket, altına siyah kot pantolon giymişti. Yaşı ise Marcus'tan fazla olamazdı. Arkalarından giren adam ise kısa koyu kahverengi saçlara, ela gözlere, hepsi gibi yapılı bir vücuda, uzun boya, sert yüz hatlarına, çıkık elmacık kemiklerine sahipti. Üzerinde siyah gömlek, altında ise siyah bir pantolon vardı. O da en fazla otuzunda olabilirdi.

İlk giren adam tüm asaletiyle salonun ortasına doğru yürümeye başladı. Bakışları sırasıyla herkeste gezindi. Hepsi diken üstünde adama bakıyordu. "Çocuklar," dedi adam otoriter sesiyle. Bu adam kesinlikle Marcus'un bir akrabası olmalıydı. "Sizden çok kötü haberler aldım. Ve bir yanılgı olmadığından eminiz." Kaşlarım çatıldı. Marcus başını dikleştirerek yanına doğru gelen adama baktı. O da otoritesini sergiliyordu. "Herhâlde yaptığın kara büyüyü bu evdeki eşyaları değiştirmek için yapmadın değil mi sevgili oğlum?" Demek babasıydı. "Kendini böyle bir riske atmanın ne gibi bir açıklaması olabilir ki?"

"Gerekiyordu." dedi net ve sert bir sesle Marcus. Gözlerini asla babasından ayırmıyordu.

"Ne gibi bir gereklilikmiş bu Marcus?" dedi tahmini Marcus'un yaşlarında olan adam. "Söyle ki biz de aydınlanalım." Bana yaptıkları kara büyüden bahsediyorlardı.

"Senin beyninin algılayabileceğini düşünseydim söylerdim Danny." Gözleri Danny dediği adama kaymadı bile.
"Bizi şüpheye atıyorsun." dedi ikinci giren adam.

"Kara büyün kimseye zarar verdi mi Marcus?" diye sordu babası. "Artık o enerjiyi sezemiyoruz. Ne oldu da enerji bir anda yok oldu?" Yutkundum.

GÖLGE KANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin