S2- BÖLÜM 18: RİSKLER

1.7K 195 209
                                    

  
Heeelllooooooovvv!!

Nasılsınız bakemmm???

Ummarım koccaaaammaann iyi bir gün geçirmişsinizdirrr!!

Girişte spoiler vermek gibi olmasın ama bomba gibi bir bölümle geldimmm ;))

Bu bombaya bir de yıldızlar parlasa...

İyi okumalar o hâldeee!!

🌜🌚🌛

"Riskler her zaman sizi sonunda beyaz ışık olan bir kuyuya atardı. O ışık sizi ya sona götürürdü ya da çıkışa."

🌜🌚🌛

    Gölge olmak ne demekti? Gölge olmak hayatınızın tamamen alt üst olması demekti.

Ve benim hayatımın ne üstü ne de altı güzeldi.

Güzel olan sadece insanlardı, onların da çoğunluğu değildi. Ben sevilmezdim, ben dışlanırdım. İnsanlara göre aptal, ne yapacağı belli olmayan bir deliydim. Güçsüzdüm, beceriksizdim, geri zekâlıydım. Bunların hiçbirini inkâr da etmezdim. Ben hem deli, hem geri zekâlı, hem güçsüz, hem beceriksizdim. Ama hepsinin zıddını da taşırdım içimde.

Çok zeki değildim, bunu kabul edebilirdim.

Çok güçlü değildim, bunu bu evrene girdiğim ilk anlarda değil belki ama biraz zaman geçtikten sonra anlamıştım.

Ben tam bir çocuktum.

Öğrenmeye ihtiyaç duyan, hem güçlü hem güçsüz, becerikli bir beceriksiz ve çoğunlukla deli. Ve hiçbir çocuk tutsaklığı sevmezdi. Arkadaşlarına çok bağlı olurlardı, sevdikleri kişiler sınırlıydı çünkü kimse onlara işine gelen herkesi seviyormuş gibi yap dememişti. Oyunlardan zevk alırlardı. Ben bunlara sahiptim.

Ben çocuk ruhlu bir kızdım. Hep böyle olmuştum. Çünkü her şey elimden alınmıştı. Annem ve babam elimden alınmıştı. Yıllarım çalınmıştı. Yalanlar ekilmişti tüm hayatıma. Parça parça dağıtmışlardı hayatımı ama sökememişlerdi gülüşümü. Benden anne ve babamı dahi alabilmişlerdi ama gülüşümü alamamışlardı. Şimdi de bunu istiyorlardı. Gülüşümü çalmak istiyorlardı, ben de onlara yapabilmişler gibi gösteriyordum.

Bildiğim bir şey varsa o da görmek istediklerini verdiğiniz kimse sorgulamazdı. Herkes sadece görmek istediğine odaklanırdı.

Tıpkı benim de bir zamanlar yaptığım gibi.

Ben her şeyi bile bile yıllarca kendimi kandırmıştım. Anne ve babamı sırların içine koymuştum. Ben annemle babamı toprağa değil sırlara gömmüştüm.

Şu an tam olarak bu nedenden ötürü bu ortamda bulunuyordum. Her zamanki gibi Bay Canavar'ın yokluğunu kollamıştım. Tabii diğer Temsilciler içinde aynı şey geçerliydi. Casuslar her zaman olurdu ama onların talihsizliği de benim zihnimdi. Ama tabii yine de henüz saatlerce herkesi kandırabilecek kadar güçlü değildim. Bir bakımdan o yüzden Marcus'un yokluğu iyiydi. Değiştirelim bir bakımdan değil, çoğu bakımdan.

Sally beni baştan aşağı süzüyordu. Yine o donuk bakışları üstündeydi. O yüzyılı aşkındır yaşayan bir vampirdi. Yüksek ihtimaller dahilinde babamı da tanıyor olsa gerekti. Hatta soy dedemi bile tanıyor olsa gerekti. Gözlerimi ondan çekip Hanry'e çevirdim. Herkes gibi sessizdi. Onları ben çağırmıştım, muhtemelen benim konuşmamı bekliyorlardı. "Burada benim kişisel meselem için bulunuyoruz." dedim oldukça ciddi sesimle. Hiçbirinin yüzünde mimik oymamadı. Elena tabii ki de ne olduğunu tahmin etmişti. Tek kaşı havalandı. "Siz eski vampirler bu konu için harikasınız."

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now