S2- BÖLÜM 15: YÜKLER

1.4K 208 268
                                    

   Heeeellloooooooo!!!!

Nasılsınız bakalımmm???

Ben kendimi yeniledim ve geldimmmm! Sizlerleyim ve benceee oldukça da iyi gideceğizzz!!!

2 hafta burada değildim çünkü kendimi buraya hazır hissetmiyordum öyle ki önceki bölümdeki yorumlarınızı dahi okuyamadım ve bunun için çokça özür dilerim. Yorumlarınız iyi veya kötü eleştiri olsun bana her zaman heves verirrr!!!

Tam gaz devam diyoruuummm!

Oy diyoruuummm!!

İyi okumlara efenimm!!

🌜🌚🌛

"Ruhun yükleri o kadar ağır gelirdi ki siz bile ruhunuzu unuturdunuz, siz bile kendinizden geçmek zorunda kalırdınız."

🌜🌚🌛

     Gözlerimi araladım ve beni tanıdık bir manzara karşıladı. Sayın Soy Dedem karşımda beni bekliyordu. Gözlerimizin birleşmesi ile kaşları havalandı. "Hoşgeldin." dedi beklentili bir sesle.

"Hoşbuldum?" dedim ben de kaşlarım havalanırken.

Bir süre sessizlik oluşurken beni baştan aşağı süzdü. "Daha umutlu görünüyorsun." Dudaklarım hemen iki yana şekillendi.

"Aiden ve Caleb ile konuşabildim." derken bile içim içime sığmıyordu. "Kanımı verdim onlara. Ve zihinlerini acıya kapadım. Belki yeniden uyandıklarında acıyacak ama en azından ben onları kurtarana kadar kendilerini daha güzel bir yerde bulacaklar."

"Büyük bir adım." dedi bana doğru bir adım atarak. "Hatta oldukça büyük bir adım." Dudakları gerildi. "Senin için bile, soyum. Fevri davranmaya başlıyorsun." Başını iki yana salladı. "Dikkatleri üzerine çekiyorsun ve dediklerimi unutuyorsun. Ben sana ne demiştim?"

Onun gri gözleri ve benim ela gözlerim bir an çatıştı. Ben hayır dedim o evet dedi. Ve o kazandı. Çünkü haklıydı. "Başımı eğmemi söylemiştin." dedim sakin bir sesle.

"Bunu sadece kendin için değil arkadaşların için de yapacaksın. İzimi belli etmeyeceğim derken koşarak ilerleyemezsin, Eleanor. Koşarsan sesini duyarlar, ayak izlerini takip ederler, takılırsın, kokun siner, kokunu bulurlar ve bu sefer elinde bir umut daha kalmaz." Göğsü şişip indi. "Biliyorum, çok heyecanlısın ve çok yoruldun ama başka çaresi yok, Eleanor. Eğer kanındaki güce sahipsen büyük bir düşmana sahip olursun;" Gözlerimin içine bakarak kısa bir es verdi. "kendine."

"Çok fazla durdum."

"Ve çok hızlı hareket etmeye çalışıyorsun."

"Çünkü kurtulmak istiyorum."

"Bu işin sonu çırpınmaya dönmesin, Eleanor." Başını dikleştirdi. "Çırpınman seni sadece daha fazla batırır."

"Ne yapmalıyım? Öylece oturup sevdiğim herkesin acı içinde kıvranmasını mı izleyeyim? Bunu uzun süredir yapıyorum. Daha yeni başladım ve vazgeçmeyeceğim."

"Vazgeç demiyorum Eleanor, asla demem. Ama şunu unutma ki hızlı esersen kendini bir döngüye hapsedersin, hortum olayım derken kendini kendi döngüne hapsetme." Alt dudağımı ısırırken bakışlarımı kaçırdım. "Biliyorum bazen çok aptalca davranıyorsun ve bazen sen bile kendini aptal olduğuna inandırıyor, bunu oynuyorsun ama Eleanor ben senin zeki bir kız olduğunu biliyorum. Bunu kullan. Güçlerinin rehavetinden çok zekân ile ilgilen ki kimse gücünle zekânı birleştirebileceğine imkân vermesin." Boğazıma bir yumru oturdu.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now