S2- BÖLÜM 13: DELİLİĞİN OYUNLARI

2K 234 209
                                    

       Heeeelüüü!!!

Nasılsınız bakemmm????

Ummarım bol bol iyisinizdir ama kötüyseniz de her zaman dediğim bir laf vardı; Kötü olmak da bir duygu ve yaşanması gerekiyor.

Kendime ben de bunu sık sık hatırlatıyorum...

İnsan kötü olmak için bile kendine izin vermeli bence, bunu hak ediyoruz.

Evet, bir anda çok depresif oldum boş verelimm siz iyi olun amaaaa!!!

Yepyeni ve iyi bir bölümle karşısınzdayımmmm!!

O hâlde hanımlar ve beylerrrr!

İyi okumalarr!!

🌜🌚🌛

"Sebep vermezseniz kimse sizi sonuca bağlamazdı. Piyonları oynatmazsanız satrançta kaybettiğiniz veziri geri alamazdınız.".

🌜🌚🌛

  Yüzüme geçen bir yumruk eşliğinde başım başım yana savruldu. Geriye doğru sendelerken alışkın olduğum gibi enerjimi yönlendirip kendimi iyileştirdim; Onların yapabildiğimi sandığı tek şey buydu.

Burnumdan akan kan kendimi iyileştirmem ile kesilse de başım biraz dönüyordu. Mine çiçeği ve kurt boğanın dozunu biraz artırmıştım. Vücudum hâlâ sarsıntıdaydı. Öyle ya da böyle mine çiçeği ve kurt boğan beni kötü etkiliyordu. Ama alışacaktım, dayanacaktım ve en sonunda kazanacaktım.

Sonuçta Eleanor Parker böyle yapar.

"Off!" diye inledi karşımdaki Maddy. "Senin melankolikliğin bize zarar veriyor, aptal. Aptal gibi olmayı kes!" dedi dişlerinin arasından. "Bir köşeye sinmeyi kes ve karşılık ver." Sinmek mi?

Ben onu en son anne ve babamın öldüğü gün bıraktım, Maddy.

Sana da öğreteceğim, zevkle.

Kaşlarım sözleri karşısında hafifçe havalandı. Gözlerimden yorgunluk ve umutsuzluk akıyordu. "Karşılık mı?" deyip yutkundum. "Karşılık verdiğim son anı hatırlıyorsundur herhâlde, Maddy." dedim titremesi için zor tuttuğum sesimle. Bıçağı karnıma sapladığı ana ithafta bulunmuştum. Gözlerime baktı bir müddet daha. Sonra göz devirerek yukarıda korkulukların ardından bizi izleyen ahaliye döndü. Bay Canavar'a baktı. Ben de gözlerimi ona çevirdim. Hemen yanında duran Marcus'a bakmadım. Gözlerim titremedi bile. Kalbim orada olduğunu bilmesiyle dahi kendini orada oraya atıyordu.

"Hiçbir işe yaramıyorsun! En azından dövüşebil." Başını dikleştirdiğinde yeşil harelerinin içine acımasızlık ve buz gibi bir ifade eklendi. "Kendin için değil tabii, onlar için. Tercih senin." Ağzım açılıp kapanırken anında dolan gözlerim Bay Canavar'a çevrildi. Duygudan ve ruhtan yoksun gözlerinde hiçbir ifade yoktu. Gözlerim çare aramak için Bay Jaxsen ve Bay Ambrose'da gezindi. İkisinde de aynı ifade olması beni dumura uğratmış gibi davrandım. Çenem titrerken kendimi ağlamamak için sıkıyormus gibi davrandım. Yüksek ihtimalle yanaklarım çoktan kıpkırmızı olmuştu.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now