BÖLÜM 19: BAKMAK ve GÖRMEK

3.8K 413 276
                                    

Hellüüü!

Nasılsınızzz?

Umarrım iyisinizdirr!

Ben de iyi olmayı ümit ediyorumm!

Lütfen emeğime bir saygı olarak oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın!!!

İyi okumalar dilerimmm!

🌜🌚🌛

"Herkes sadece bakardı. Kimse görmek için çabalamazdı."

🌜🌚🌛

      Gözlerimi açıp kaparken zihnimde bir çınlama gerçekleşti. Karşımdaki gri gözler beni çoktan esir almıştı. Başımı eğerek Mikealson'a baktım. Ben şimdi bu adama ne diyecektim? "Şimdi ben size nasıl sesleneceğim?" dedim gözlerimi kısarak.

Bu sorum göz kenarlarının kırışmasını sağladı. "Adımla seslenmen yeterli, soyum." Gülüşüne karşılık verdim.

"Sen de bana adımla seslen ödeşelim o hâlde dedeciğim?" dedim laubali bir tavırla. "Ee, ne yapacağız?" Konuyu bir anda değiştirmem bana göre gayet normaldi ama anlaşılan ona göre değildi.

"Bu kadar istekli olduğunu görmek sevindirici." Saçımı attırdım.

"Kendimi o burnu büyüklerin koruması altına daha fazla sokmak istemiyorum." dedim tüm ciddiyetimle.

"Geleceği hiçbirimiz bilemeyiz Eleanor." Bana doğru yaklaştı. Kaşlarım dediklerinin üzerine çatıldı.

"Bilmeyiz..." Bir anda önceki dedikleri aklıma geldi. "Ama bana daha önce beynime işlenen kara büyünün yaşayacaklarımın yanında bir hiç olduğunu söylemiştin. Bu durumda..." Başını iki yana salladı.

"Buradan yaşama dair her şeye bakabiliyoruz. Gelecek haricinde. Lakin gördüklerim bunları söylememe yeter. Ki soyumuz her zaman kötü şeyler tatmıştır hayata dair." Doğru.

Hayatın bana karşı şu ana kadar pek de nazik davrandığı söylenemezdi.

"Ama bana söyleyemezsin çünkü bu doğal akışı bozar." Doğru olan buydu. Bu olmak zorundaydı. Dudak büzdüm. "O hâlde o kişileri bulmakta acele etsem iyi olur."

"Acelecisin ama sabır hayattaki en önemli derslerden biridir. Bir diğer önemli ders ise yalnızlığın hiçbir savaşta iyi olmamasıdır."

"Ve hayat da en büyük savaştır." Beni başıyla onayladı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Garipti. Fazla garipti. Yaşamak için geldiğimiz hayatla hep bir kavga içindeydik. Halbuki hayat en büyük öğretmendi. Biz ise arkasından sürekli lakaplar takan haylaz öğrencilerdik. O öğretmenin değerini ancak her şey bittiğinde anlayacaktık.

"Sen bir kara kurt adamsın." Bir anda aldığımı bu haber ile gözlerim şok ile açıldı. "Gerçekten de anlamamışsın. Sen çok güçlüsün Eleanor." Ben bir kara urt adamdım! Çok güçlü olmalıydım!

Dudaklarım iki yana açıldı. "Marcus'tan bile güçlü müyüm?" diye sordum bir hevesle. Başını yavaşça iki yana salladı. Gülümsemem solarken yüzüm anlamadığımı ifade eden bir şekle büründü. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Ama ben gölgeyim. Hem de kara kurt adam olanından. Çok güçlü olmam gerekmez mi?"

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now