BÖLÜM 14: SATRANÇLAR ve OYUNLAR

4.5K 392 313
                                    


Ollaaaaa!

Geç kaldığımın farkındayım ve gerçekten çok özür dilerim ama son günler oldukça yorucuydu benim için. Ve maalesef burada da Instagram'da da aktiflik gösterebilecek durumda değildim. Çokça özür dilerim.

Lütfen pamuk ellerinizi oya götürün ve emeğime karşılık yorumlarınızı sakınmayınnn!

İyi okumalar dilerimmmm!

🌜🌚🌛

"Satrançta iyi olmayabilirdim ama oyunları ben kurardım."

🌜🌚🌛

O olayın üstünden 2 gün geçmişti ve ben hâlâ bu gereksiz odanın içindeydim. Dizime dikkat ederek ayağa kalkmak için hareket ediyordum ki kapı aniden açıldı. 2 gündür olduğu gibi kapının arkasından Marcus çıktı. "Dizini tekrar kanatıp başımıza yeni belalar açma." Bela demişken benimle asla oyunu ele alma planlarını konuşmuyorlardı. Ve bu beni daha da endişelendiriyordu. Yanıma gelip eski pozisyonuma dönmemde yardımcı oldu. Artık böyle dik oturmaktan sırtım ağrımıştı.

"Bana işlerinizden bahsetseniz olmuyor mu?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Yine sandalyeyi çekip karşıma oturdu. Alnını sıvazlarken başını hafifçe iki yana salladı.

"Hiçbir şey yok." dedi sıkıntılı bir sesle. "Zihnine girerken bir şeyler olmuş olmalı Eleanor. Kendini zorlamalısın."

Omuz silktim. "Tam anlamıyla hiçbir şey yok. Sizinki gibi." dedim net bir şekilde. "O bayılma anı ise o kadar bulanık ki... O anları hatırlamaya çalıştıkça zihnimin bir köşesinde bir acı beliriyor. Ama orada bir şeyler olduğundan eminim."

"Keşke bu kadar emin olmasan." diye mırıldandı. Kaşlarım çatıldı.

"Ne dedin?" diye sordum anlamayarak.

Siyah gözleri bütün yorgunluğuyla bana bakıyordu. Onu ilk defa böyle görüyordum. Saftı. Endişeliydi ve yorgundu. "Bu işte acı çeken taraf hep sen olacaksın Eleanor." Sustum. Hayatımın kısa özeti bu cümleydi zaten. Acılar, ithamlar, boşluk...

İçime derin bir nefes çekip gülümsedim. "Olsun bununla da başa çıkabilirim." Hayatımla, insanlarla nasıl başa çıktıysam bununla da başa çıkabilirdim. Nasıl olsa bu iki kelime acı kelimesiyle eş değerdi benim için.

"Bu kadar güçlü durma Eleanor. Yıkılmayacağını zannedip çok fazla darbe indirirler." dedi yoğun bir şekilde. Yutkundum. Ya insanlar bir gülümsemeye aldanacak kadar salaklardı ya da bir gülümsemeyi sorgulamayacak kadar umursamaz.

Başımı hafif yana eğdim. "Yaşamış gibi konuşuyorsun."

Bu sefer gülen taraf o oldu. "Sen insanları kendinden korkutmuyorsun Laxio Afarto. Ama ben insanları kendimden uzaklaştırma konusunda çok başarılıyım." Güldüm. Tabii. O bakışlar yeterdi bir kere.

"Aksine bence ben de bu konuda çok başarılıyım." dedim kendimden emin bir şekilde. "Sonuçta bu evdeki hiç kimse tam olarak beni sevmiyor." Caleb bile.

GÖLGE KANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin