BÖLÜM 29: AV

3.3K 362 127
                                    

Vay beeeeeehhhh!

Bu finalden önceki son bölümümüzzz!

Ama kıymetini bilin final tadında bir bölümmmm!

Bölüme geçmeden oylar ve yorumları sakince aşağı bırakınnn!

İyi okumalar dilerimmmm!

🌜🌚🌛

"Beni avlıyorlardı. Yemekleriyle acınası bir oyun içerisindeydiler."

🌜🌚🌛

Etrafımda delice dönüyordum. Boğazımda anlam veremediğim bir yumru vardı. Bir çeşmenin hemen yanında duruyordum. Turuncu sokak lambaları vardı. Etraftaki insanlar tek tüktü. Binalar iki katlıydı ve eski devirden kalma gözüküyordu. İnsanlar bana kısa bir bakış atıp işlerine geri dönüyorlardı. Ben neden buradaydım?

İleriye doğru yürümeye başladım. Bedenim uyuşuktu. Kendimi iyi hissetmiyordum. Bir dükkan sahibine doğru ilerledim. Gecenin bu saatinde açık olmaları onlar için pek önem arz ediyor gibi gözükmüyordu. Ben daha adamla konuşmadan dükkanının içine girip kapısını kilitledi. Orada öylece dikildikten bir süre sonra umudumu kaybetmeden diğer dükkan doğru yol aldım. O da dükkanınına girip kapıyı daha sert bir biçimde kaparken nefesimi sertçe dışarı verdim. "Sadece yardım istiyorum." dedim camına tıklatarak. Cama bir el atmam ile can paramparça olarak alaşağı oldu. Geriye doğru sıçrarken bir anda toplu kapı kapanma sesi kulaklarıma doldu.

"Git buradan." diyen sesi tanımıyordum. "Sen ancak zarar verirsin." Kaşlarım çatıldı.

"Ben kimseye zarar vermedim, vermem." Ben neredeydim? Niye bu gereksizleri dinliyordum? Nasıl buraya gelmiştim? Ben kimdim?

Yukarıda dolunay evresinde olan ay bu düşünceyle turuncu sokak lambalarını gölgesinde bırakacak kadar parladı. Gözlerimi kısarken bir anda etraftan çığlık seslerinin gelmesi ile etrafımda yeniden turladım. Bir şeyler görmeye çalışıyordum ama ışık gözlerimi kamaştırıyordu. "Zayıf bir varlık." dedi kalın bir erkek sesi. "Bizim kurtarıcımız bu kız mı olacakmış?" Işık yavaş yavaş dinerken bir anda etrafımı kuşatan bir kurt sürüsü gördüm. Hepsi bir kurttan neredeyse iki üç kat daha büyüktü. Nefesim kesilirken en başta duran kurda baktım.

Geriye doğru gerilerken korkudan konuşamıyordum. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Bu kadar büyük kurtlar olamazdı. Bir anda sağ kolumda şiddetli bir ağrı hissederken ineledim. Kolumu tutarken öndeki kurt ağzı oynamadan konuştu. "Cidden çok çelimsiz gözüküyor. Ama o gün benden kaçmayı başarabilmişti."

"Acemi şansı." dedi bir kız sesi.

"Lanet olsun! Neler oluyor?!" dedim korkuyla. "Yardım edin!" diye çığlık attım. Bir kahkaha sesi doldu kulaklarıma. Bu nasıl olabilirdi? Bunlar bir de kahkaha mı atıyorlardı?

"Şuna da bir bakın!" dedi aynı kız sesi. "Kendini ancak sen kurtarabilirsin, güzelim." Gözlerimi sımsıkı yumarak gelecek darbeyi bekledim. Boğazımdaki yumru yerini korurken gitmesi gereken yerde varlığını daha arttırdı. Öksürürken ağzımdan kan tadı geldi. Gözlerimi daha da sıkı sıkı kaparken ağzımdaki tadın daha beterlerini bekliyordu vücudum. Zihnim çınlıyordu.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now