24| I'm so in love with you

9.3K 997 1.8K
                                    

Merhaba merhaba, nasılsınız bakalımmm

Bayramda geleceğiz dedik son anda geldik💃🏻

Önceki bölüm etkileşim biraz düşüktü ben de okumamış olabileceğinizi düşündüm bu yüzden bölüme geçmeden hemen bi bakın okumuş musunuzz

(Umarım sonraki bölüme 60k oluruz, bunu heyecanla bekliyorum 🍿)

Bölüm şarkısı: Our First Song - Joseph Vincent

Lafı fazla uzatmayalım bakalımmm, iyi okumalar

Okulun son günü normal şartlar altında çok sevdiğim bir gün olurdu. Hangi öğrenci sevmezdi ki tatili? En azından tatillerde nefes alabilen her öğrenci severdi bu son günü.

Dediğim gibi ben de normal şartlar altında çok severdim. İki hafta boyunca görmeyeceğim sevimsiz yüzler, duymayacağım seviyesiz konuşmalar, dinleyeceğim kafam ve okuyacak bir sürü kitabımla neden sevmeyecektim ki?

İşte bu soruyu kendime de soruyordum. Neden tatili sevmeyecektim? Yani tüm bu olumlu detaylara rağmen tatilin gelmesine üzülme nedenim neydi?

İşimi kolaylaştıran iç sesim biraz sertti de. Açıkçası kullandığı üslubu hiç beğenmemiştim. Çünkü bana 'Seni aptal, artık tüm o görmek istemediğin yüzlerin üstesinden gelebilecek bir yüz var ve o yüz sayesinde bütün olumsuzluklar gözünde küçülüp kayboluyor. Sadece ona odaklanıyorsun. Seni yıldızlara hayran bırakan ona.' diyordu.

Tabi belirli bir yere kadar haksız da sayılmazdı. Jeongguk her şeyi katlanılır kılıyordu. Artık teneffüs zili çaldığında boş bakışlarla çevreme bakıp onların muhabbetlerine burun kıvırmıyordum. Bunun yerine hevesle arkadaşımla buluşup ona anlatacağım şeyleri düşünüyordum. İnsanlar bir anda görünmez olmuşlardı sanki. Bu sayede sorunlar da büyük çoğunlukta görünmez hale gelip kendini unutturabilmişti.

Dudaklarımı büzüp tekrar ofladım. Fakat yanımdan gelen sesle irkilmem kaçınılmaz olmuştu. Düşüncelere dalmaktan bulunduğum yeri unutmuştum.

Okulun gösteri salonundaydık. Karşımızda ne yazık ki herhangi bir gösteri yoktu. Okul müdürünün sıkıcı dönem sonu konuşması vardı. Yanımda da düşüncelerimde bulunup bana iç geçirttiren çocuk vardı.

Genelde herkes kendi sınıfıyla oturuyordu. Arkadaşları hep kendi sınıflarından olduğundan bu normaldi de. Jeongguk'un yanımda oturması üzerimize birçok gözü çekmişti bu sebeple. Okulda da son zamanlarda farklı bakışlara maruz kalıyordum.

Benim arkadaşım olamazmış gibi bakmaları komikti. İşin doğrusu sene başında ben de onlarla aynı düşünceye sahiptim. Ve evet ben de komiktim.

Gürültü olmasın diye diğer öğrencilerin yaptıkları gibi kulağıma eğilip konuşunca dudaklarımı birbirine bastırdım. Fazla yakınımda olması her seferinde gericiydi.

"Niye iç çekip duruyorsun? Ne güzel tatil başlıyor. Ne bu surat?"

Başımı salladım hızlıca ve biraz yana kayıp ondan uzaklaştım. Fazla yakın olunca düşünemiyordum, mantığım bedenimi terk ediyor gibi hissediyordum. Bu minik uzaklık herkes için en iyisiydi. 

"İç çektiğim falan yok. Üzülmüyorum da. Niye üzüleyim ki? Yaşasın tatil! Yehu!"

Yapmacık sevincimle kıkırdadı. Geri çekilip koltuğuna yaslanınca gözlerim yüzünü buldu. Rahat bir tavırla kaşlarını kaldırarak konuştu.

Mister Right | Taegguk ✓Where stories live. Discover now