26| Darling your love is...

7.3K 930 1.3K
                                    

Merhaba canlar nasılsınız umarım keyifler yerindedir

Bölümlere koyduğum şarkılara bakıyorsunuz değil mii, çünkü genelde eğik yazılmış cümleler o bölümün şarkısından alıntı oluyor

Bu bölümün şarkısı: This City- Sam Fischer

Lafı fazla uzatmadan bölüme geçelim o zaman, iyi okumalar💕

Koşuyordum. The walking dead setindeymiş gibi koşuyordum. Arkamda beni kovalayan bir zombi yoktu belki fakat karşılaştığım şey o an zombilerden daha korkutucu gelmişti.

Birinden hoşlanıyordum.

Yirmi yıllık hayatımda, aşka inanmayan ve birini sevmenin ancak kitaplarda mümkün olduğunu düşünen benliğimle birinden hoşlanıyordum.

Ve hoşlandığım kişi en yakın, aynı zamanda tek olan arkadaşımdı.

Detayları düşündükçe daha da dehşete düşüyordum.

Bu nasıl olmuştu? Yıllardır kan pompalamaktan ve biyolojik faaliyetlerden öteye geçmeyen kalbim nasıl böyle bir işe kalkışmıştı?

Beynimin yapmadığına emindim. Beynim de benden bağımsız takılmayı severdi fakat o beni kötü yollara düşürüp kötü şeyler düşündürürdü. Güzel şeyleri bilmezdi. Bu nedenle o böyle bir şey yapmazdı. 

O Jeongguk gibi güzelliklerle dolu birisinden hoşlanmamı sağlamazdı.

Jeongguk'un güzelliğini fark ettiğimde dudaklarımın arasından itiraz dolu bir inleme çıktı ve hızımı arttırdım.

Eve doğru koşmuyordum. Evi geçeli çok olmuştu. 

Nereye koştuğumu daha doğrusu neden kaçtığımı bilmiyordum fakat bunun bir çözüm yolu olduğuna inandırmıştım o an kendimi.

Koştukça beynim sallanarak kendine gelecek ve olmaz öyle şey diyerek beni de kendime getirecekti.

Olmaz öyle şey! Sen birinden hoşlanmak için fazla yetersizsin, demeliydi. İstediğim şey sadece buydu.

Beni tokatlasa da olurdu. Sağlam bir tokatla kendime gelmeye ihtiyacım vardı.

Yaklaşık beş dakika daha koştuktan sonra nefesimin kesilmeye başladığını fark edip nerede olduğumu bilmediğim sokakta dizlerimi tutarak soluklanmak adına durdum. Fazla egzersiz yapmadığımdan iyi bir koşucu değildim. Beklediğimden fazla bile koşmuştum panikle.

Ama benim aksime Jeongguk iyi bir koşucuydu. Spordan hoşlanır fırsat buldukça kondisyon çalışmalarıyla kendine dikkat ederdi. O burada koşsaydı yirmi- yirmi beş dakika daha rahatça koşardı.

Düşüncelerimdeki yasaklı kelimeyle yorgun olmama rağmen birden doğruldum ve gözlerimi irice açarak tek elimi şaşkınca ağzıma götürdüm.

Jeongguk da nereden çıkmıştı şimdi?

Bana ihanet etmeye kararlı kalbim ve beynim, Jeongguk'da nereden çıkmıştı şimdi ha? Hesap versenize!

Başımdaki bereyi utançla gözlerime kadar çektim ve boş sokakta minik bir çığlık attım.

Ne yapıyordum ben?

Mister Right | Taegguk ✓Where stories live. Discover now