XII. Bölüm: Çölden Gelen Ulaklar

5.4K 698 532
                                    


''Yaptığınız zorbalık!''

Askerler bizi zindana atıp, gerçekten atmışlardı, gittikten sonra arkalarından bağırdım. Beni umursamışa benzemiyordu gerçi.

''Jungkook, ne yapacağız?''

''O müthiş aklınla bir plan daha yap. Ama bu sefer direkt ölümümüzle sonuçlansın, olur mu?''

Dizine hafifçe vurdum ayağımla.

''Taehyung'la ne konuşmuştunuz?''

''İnsanların özeline burnunu sokma.''

Kenara bırakılmış örtüyü yere serip üzerine uzandı. Neden kimse umursamıyordu beni?

''Boynuna işaret bırakan yarı tanrına dua et de gelip bizi kurtarsın.''

Yoongi aklımın ucundan bile geçmemişti son günlerdir. Tamam, belki arada sırada aklıma geliyor olabilirdi ama arada sıradaydı bu. Ona dua etmek biraz utanç vericiydi ve zaten ben de pek dua etme konusunda istekli değildim. Bu yüzden Jungkook'un alayla söylediği şeyi ciddiye alıp düşünmüş olmam bile aptalcaydı.

''Artık buradan kurtulabileceğimize inanmıyorum. Neredeyse aylar oldu. Ailemiz yokluğumuzu çoktan fark etmiştir ve belki de öldüğümüzü düşünüyorlardır şimdi.''

Ona söylemek için bir şeyler düşünürken omuzlarımın uyuşmaya başladığını hissettim. Başta görmezden gelsem de neredeyse tüm kolum uyuşmuştu birkaç dakikada.

''J-Jungkook.''

Sanırım yine saçmalayacağımı düşündü. Çünkü oflayarak arkasını dönmüştü.

Tuvalete benzeyen köşeye geçip küflenmiş, zar zor kendimi görebildiğim aynanın karşısına geçtim. Bitmiştim.

Taehyung'un mühür hakkında dedikleri anlaşmayı bozarsam olacaktı, değil mi? Öyleyse neden boynumdan omzuma doğru uzanan sanki kurumuş bir toprak çatlamış gibi bir iz vardı? Parmağımı ize değdirdiğimde keskin bir acı hissetmiştim. Zindanda olduğumuz için olmuş olmalıydı. Her şey yolunda.

Acıya aldırmamaya çalışıp Jungkook'un yanıma kıvrıldım. Eninde sonunda buradan kurtulacaktık ve evimize dönecektik nasılsa.

...

''Bir peygamber vardı. Hani kadın ona aşık oluyordu da o kabul etmediğinde zindana atılıyordu. Aynı onun gibi olmadık mı?''

Zindana atılalı birkaç gün olmuştu sanırım, emin değildim. Çünkü bana bir asırdır buradaymışız gibi gelmişti. Jungkook bütün umudunu yitirmiş gibiydi. Beton zemine oturmuş dışarıdan gelen en ufak bir sese kulak kabartıyordu.

''Evet, aynısı.''

Jungkook bıkkınca söylediğim saçma şeylere cevap veriyordu. Sanırım söylediğim şeyler moralini daha da bozmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ona hala omzumdan söz etmemiştim. Etmeye de niyetim yoktu. İz birkaç günde tüm koluma yayılmıştı ve ciddi anlamda canım fazla yanıyordu. Fark etmemesi için hep o kolumun üzerine yatıyordum.

''Daha iyisi! Sana kadın değil, firavun aşık oldu.''

''Neden beni doğrudan timsahlara atmadı ki?'' dedi hayıflandığında sesi boş zindanda yankılandı.

Semi-Gods of Egypt - YoonminМесто, где живут истории. Откройте их для себя