XX. Bölüm: Teb'te Gezinti

5.9K 686 240
                                    


''Ah, yakışıklı gözüküyorum.''

Hizmetçilerin giydirdiği kıyafetlere son bir kez daha baktım, aynanın karşısında kendi etrafımda dönerek. Daha önce giydiğim kıyafetlere benzemiyordu şu an üzerimdekiler.

''İdare edersin.'' dedi Yoongi gülerken.

Elini çenesine dayamış beni izliyordu oturduğu yerden. Yanında bu kadar rahat hissedebileceğimi tahmin etmezdim. Ya da yanında olabileceğimi. Ama ikisi de ben hayal etmeden gerçekleşmişti.

''Son bir şey daha.''

Ayağa kalkıp eliyle hizmetçilerin çıkması için işaret verdi. Kadınlar hızlıca etraftaki kumaş parçalarını ğtoplayıp odadan çıkmışlardı.

Yoongi çekmeceden çıkardığı beyaz sandığı yatağının üzerine koyduğunda yanına gelmem için elini uzattı. Yanına oturduğumda hala elimi bırakmamıştı. Sandıktan küçük bir kutu, kutudan da bir kolye çıkmıştı. Ona hayattaki en değerli şeymiş gibi bakıyordu. Açıkcası biraz kıskanmıştım ve heyecandan ellerim terlemeye başlamıştı. Terli ellerimle bir yarı tanrının elini tutuyordum. Ve umarım bunu sorun etmezdi.

Kolyeyi boynumdan geçirip kıyafetimin içine soktu. Krem rengi kumaşla altın rengi zincir farklı bir uyum sağlamıştı. Kendimi kraliyet ailesinden gibi hissediyordum. Kolyeyi incelemek için elimi uzattığımda hızlıca elimi tutup buna engel oldu.

''Bu ne içindi?''

Yoongi tuttuğu elime dudaklarını bastırıp geri çekildi, ''Annem beni doğurduktan sonra kurban edildi.''

Bunu bilmiyordum. Bilmemem de normaldi zaten. Hiçbir kitapta Tanrı'ların insanlarla olan birlikteliklerinden söz edilmiyordu. Ve de daha sonraki şeylerden de.

''Ondan bana kalan tek şey bu demeyeceğim elbette.'' dedi yapmacık bir gülümsemeyle.

''İnsanların aciz ve bize ibadet etmek için yaratıldığı öğretilmişti bize. Bu fikirle büyüdüm.''

Kibirli biri olduğunu onu ilk gördüğüm an anlamıştım zaten. Bu yüzden duyduklarım beni şaşırtmamıştı.

''Benimle arkadaş olmak için çabalayan ilk ve tek insanı akreplerin olduğu bir çukura ittim.''

Eğer onun kim olduğunu bilmeseydim üzüldüğünü, hatta çatallaşan sesinden ağlayacağını düşünebilirdim.

''Bana ondan kalan tek şey bu.''

''Ve bana veriyorsun?''

Dudakları yana kıvrılmıştı.

''Hayatta değer verdiğim tek insansın. Senden başkasına veremezdim.''

Kolyeyi tuttuğum elimin üzerine elini bastırdı, tam göğsümün üzerinde.

''İhtiyacın olduğunda sana yardım edeceğim.''

Belimden tutup beni kendine yaklaştırdı. Ardından da dudaklarımız buluştu. Sanırım hizmetçiler kıyafetlerimi tekrar düzenlemek zorunda kalacaklardı.

...

-Jungkook-

Usulca kafamı kaldırıp yüksek yatağında yatan Taehyung'a baktım. Gözünün önünden ayrılmamam için kendi odasında yatmamı uygun görmüştü. Bence bu koca bir yalandı. Benden hoşlanıyordu. Zaten hoşlanmasaydı onu hayal kırıklığına uğrattığımı düşünüp sinirlenmezdi. Yakışıklı ve havalı olduğumun farkındaydım ama bir yarı tanrıyı etkileyip ona yalan söylettirecek kadar olduğumu da düşünmezdim. Gururum okşanmıştı.

Semi-Gods of Egypt - YoonminWhere stories live. Discover now