XXXIII. Bölüm: Anubis'in Oğluyla Yapılan İkinci Anlaşma

5.3K 611 251
                                    


''Jungkook, çok ağırsın.''

Üzerimdeki bedeni itmeye çalışsam da sevgili arkadaşım ıslak bir halı kadar ağır olduğu için başarılı olamamıştım.

''Kalk üzerimden! Ezildim.''

Jungkook mırıldanmıştı ama hala uyuyordu. Biraz daha zorlayarak sonunda onu üzerimden ittiğimde yerimden kalktım.

Oh.

En son Teb'de, Taehyung'un tapınağındaydım. Ne zaman, nasıl buraya geldiğimi bilmiyordum üstelik. Dizimle Jungkook'u ittirdim.

''Uyan ve bana açıklama yap.''

Kıpkırmızı şişmiş yüzüne ne olduğunu bilmiyordum. Arı mı sokmuştu?

Hatırladığım tek şey vücudum yanıyormuş gibi hissediyor olmamdı. Yara vücuduma yayılmış, kendisi gibi harika bir acı bahşetmişti bana. Jungkook bir şeyler yapmaya çalışmıştı durumumu fark ettiğinde ama sonrasını hatırlamıyordum.

Yatağın ucuna bırakılmış hırkayı üzerime geçirip odadan çıktım. Duvarlara sabitlenmiş meşaleler sayesinde karanlığı sorun etmiyordum. Tapınak sakindi. Tekrar burada olduğum için memnun mu olmalıydım, emin değildim. Yoongi gözü bana tercih etmişti. Eh, doğru bir karardı. Ama yine de beni seçmesini istemiştim içten içe. Beni seviyorsa bunu göstermeli, hissettirmeliydi. Fakat yapmamıştı.

Seth'in oğlundan da bu beklenirdi zaten.

''Uyanmışsın!''

Geniş salona girdiğimde beni gören Yoongi hızla yerinden kalkıp kollarını bana dolamıştı. Geri çekilmedim. Sıcak sarılmaya ayak uydurup kolumu beline sardım, sanki az önce onun hakkında olumsuz düşünen ben değilmişim gibi. Tamam, yaptığım ikiyüzlülüktü. Ama kim Yoongi gibi birini reddedebilirdi ki?

''Ne zamandır uyuyorum?''

''Buraya geleli bir hafta oldu. Yol boyunca da uyumuş olmalısın.'' dediğinde çenem aşağıya düşmüştü. Nasıl bu kadar uzun bir süre uyuyabilirdim?

''Mühürün seni öldürmesine az kalmıştı.'' diye mırıldandı. Sesi üzgün çıkıyordu.

''Seth'in oğlu benim için endişelendi mi?''

Kıkırdadığımda dudakları yana kıvrıldı.

''Gözden daha değerli değildim. Neden-''

Hissettiğim baskıyla dudaklarımı aralayıp dilinin ağzımı işgal etmesine izin verdim. Hızlıydı. Belimdeki eliyle beni kendine bastırdığında gözlerimi kapattım. Onun böyle davranmasına neden olan şeyi merak etmeye başlamıştım.

Nefes nefese geri çekildiğimizde saçlarımı geriye atarak alnıma öpücük kondurdu. Romantik bir yarı tanrı?

''Bu kadar gecikeceğini düşünmemiştim. Bağışla beni.''

Yaram yüzünden kaçıp ona gelmemi beklemiş olamazdı. Bu nasıl aklıma gelebilirdi benim? Zeka küpü falan mı sanıyordu bu beni?

''Beni nasıl kurtardın?'' dedim, bağışlama kısmını es geçmiştim çünkü hayatımı tehlikeye atmış olmasının bağışlanacak bir yanı yoktu.

''Varlığımla.''

Omzuna vurduğumda kıkırdadı.

Evet, Seth'in oğluna vurdum.

''İhtiyacın olan tek şey bendim ve artık bana sahipsin. Yeterli, değil mi?''

Semi-Gods of Egypt - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin