3. BÖLÜM

6.4K 376 45
                                    

"Planınız hazır, hepinize güvenim tam. Adamları canlı istiyorum unutmayın. Emir komuta Yiğit yüzbaşında." dedi albay.

"Komu-" diyerek araya girdim. Yüzbaşıyla daha eğitim bile yapmadan bizim timi yönetecek olması saçmalıktı.

"Hayır Ada." diyerek sözümü kesti albay.

"Ama-" diyecektim ki yine yarıda kaldı.

"Hayır." sabır dedim içimden. Gerçekten ya sabır!

"Allah yardımcınız olsun." diye devam etti albay.

"Sağol!" dedik.

"Araç bin!" dedi Yiğit. Hepimiz araca bindikten sonra yola çıktık.

"Emre ve Eren, Oğuz ve Zafer, yakın çevredeki sokakları gezip temiz olduğundan emin olun. Ben, Burak ve Caner alanda duracağız. Sefa ve Hasan bombayla ilgileneceksiniz. Plandaki gibi Ada, Akif ve Aybars görüşü en iyi üç apartmanın çatısına çıkacaksınız. Biz bomba imha edildikten sonra konuşlanacağız. Hür timi beraber ilk görevimiz. Benim için en önemli olan emrim dışına çıkılmaması." dedi Yiğit. Bizim tim bıyık altından gülmeye başladı.

"ASKER!" diye bağırdı Yiğit.

"Emredersiniz komutanım!" dedik. Zor bir görev olacağı kesindi. İki ayrı tim şeklinde hareket etsek daha mantıklıydı bence.

"Kulaklıklar her daim açık olsun. Her hareketinizi bildirin!" dedi. Aman be sen de ne çok şey istiyorsun!

"Emredersiniz komutanım." dedik tekrar. Plan yüzeysel olarak hazırdı. Ama operasyon sırasında her şey olabilirdi. İnşallah bu görev sonrası bizi rapor etmezdi!

Apartmanın çatısına çıkıp görünmeyeceğim ama etrafı iyi görebileceğim bir yere geçtim. Gece saat 3'tü ve biz sokak lambalarını kapattırmıştık. Ben bile bizimkileri göremiyordum. Zaten karanlık olan gecede siyah üniformalarıyla 12 bordo bereliyi görmek imkansızdı. Bizim burda olduğumuzdan kimsenin haberi yoktu.

"Komutanım çelik kapı değil şifre var. Şifresiz açmaya çalışırsam alarm çalacak." dedi Akif. Dürbünü onun olduğu tarafa çevirdim.

"1234 falan dene." dedi Yiğit. Üstün zeka örneği resmen!

"Denedim olmadı." al işte bir üstün zekalı daha.

"Apartmanın adı ne?" dedim.

"Cumhuriyet apartmanı." derin bir nefes aldım.

"Akifciğim 1923 dener misin benim için?" dedim sitemle.

"Oha lan çok mantıklı!" dedi Caner.

"Açıldı." dedi Akif. Kapıda 10 dakikadır çözemediği üst düzey şifreye bakın!

"Komutanım bomba el yapımı uzun sürecek." dedi Hasan.

"İki kişiniz 2 saate halledin işte. Gün doğmadan ordan çıkmanız lazım." dedi Yiğit.

"Komutanım eşleri seçmedik." dedi Emre. Biz bu şekilde alana dağılmalı görevlerde iki kişiyi eşlerdik. O iki kişi birbirini korur, bir yaralanma anında ilk müdahaleyi erken yapardı.

"Ne eşi?" dedi Yiğit. Eren açıkladı.

"Çok gerekli gelmedi şimdilik."

"Siz bilirsiniz komutanım." dedim.

     Yaklaşık bir saat sonra bomba imha edilmişti ve herkes yerini almıştı. Gelen giden yoktu, etraf hala sakindi. Gün doğmak üzereydi. Hava aydınlanmaya başlamıştı. 2 saat sonra tören başlayacaktı. Dürbünle etrafa bakarken çatının kapısının açıldığını duydum. Kapının ters yönünde kalıyordum yani giren kişi beni görmeden birkaç saniyem vardı. Hızla kalkıp çantamı ve tüfeğimi kenarıya çektim. Çatı açıktı ve kaçma şansım yoktu. Zaten Türk askerine kaçmak da yakışmazdı. Sessiz hareket etmeye çalışıyordu. Kafamı uzatıp kapıya doğru eğildim. Silahından anladığım kadarıyla keskin nişancıydı. Çok iri bir adamdı. Saçı sakalı birbirine karışmış omzuna astığı büyük tüfek bile küçük kalmıştı. Kimse mi bu adamı binaya girerken görmemişti?

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin