27. BÖLÜM

2.6K 224 63
                                    

Eğitim alanında timi beklerken bir sigara yakmış bankta oturuyordum. O sırada binadan çıkan kişi dikkatimi çekti. Orkun geliyordu. Kafamı başka yöne çevirdim. Yanıma gelip gelmeyeceğini merak etmiştim. O eğitim alanına doğru yürürken sabahın erken saatleri olmasının nedeniyle bahçede sadece ikimiz vardık. Açıkçası sadece ikimizken sohbet etmek onu tanımama yardımcı olabilirdi.

"Teğmen Orkun Şanlı, Kütahya. Emredin komutanım!" dedi önümde durarak.

"Rahat." 1.85 boylarında ortalama fiziğe sahip biriydi. Tatlı bir yüzü vardı ve bu onu yaşından küçük gösteriyordu. Burası onun ilk görev yeriydi ve ilk defa bir timle operasyona çıkacaktı. Stresli olduğunu fark etmemek imkansızdı.

"Komutanım bir şey sorabilir miyim?"

"Otur önce ayakta durma." dedim düz bir sesle. Kararsız gözlerle bana bakınca kaşlarımı çattım. Bankın benden en uzak köşesine oturunca kafamı diğer tarafa çevirip gülüşümü saklamaya çalıştım.

"Sor şimdi." dedim ona dönerek.

"Sancak timi ne zaman gelir?"

"10 dakikaya burda olurlar." dedim. Kafasını sallayıp derin bir nefes aldı.

"Siz?" dedi içine kaçmış bir sesle. Sigaramı söndürüp ona döndüm.

"Ben?" dedim göz kırparak. Yutkundu. Çok çaylaktı.

"Sakin ol biraz Orkun." dedim. Bakışları yavaşça bana döndü.

"Ben yüzbaşı Ada Görgülü. Hür timinin tim komutanıyım."

"Memnun oldum komutanım."

"Niye bu kadar heyecanlısın?"

"Yok komutanım. Heyecanlı değilim. Uykumu alamadım galiba." dedi. Gülümsedim.

"Yalan söylemek yakışmadı sana. İlk görev yerin diye mi bu heyecanın?" dedim. Önce şaşırsa da sonra kafasını salladı.

"Biz burda iki bordo bereli timiyiz. Sık sık birlikte görevlere çıkarız." dedim. Konu açmaya çalışıyordum ama o kadar stresliydi ki dediklerime odaklanamıyor, bana bakmıyordu.

"Orkun!" dedim biraz sesimi yükselterek. İrkilerek bana döndü.

"Emredin komutanım!"

"Kendine gel lan! İstihbarat uzmanı değil misin sen?"

"Öyleyim komutanım!"

"O zaman ben neden senin bütün duygularını net bir şekilde gözlemleyebiliyorum?!" dedim sitemle. Cevap vermeyince derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım. Ben kalkınca o da ayağa kalmıştı.

"Sancak timi de Hür timi de gayet iyidir. Bir sıkıntı yaşamazsın. Topla kendini teğmen! Burda bu kadar heyecana, strese yer yok. Sen istihbaratçısın, en ufak stresinde ölürsün. Ona göre davran." dedim.

"Emredersiniz komutanım." dedi. Diğerlerinin de binadan çıkıp buraya geldiğini görünce Orkun'a yaklaşıp iki kere yavaşça omzuna vurdum.

"İçtimanı tamamla sonra beni bul." dedim. Baş selamı verdi. Hür timi karşımda esas duruşa geçerken Orkun'a başımla sağ taraftaki Sancak timini işaret ettim. O hızlı adımlarla giderken ben de bizimkilere döndüm.

"Günaydın Hür!"

"Sağol!"

"Naılsın asker?"

"Sağol!" hep bir ağızdan bahçeyi inleterek bağırmaları her seferinde çok hoşuma gidiyordu.

"Rahat." Akif uykusuz ve sinirli gözükürken Oğuz dün akşamki gibi salak salak sırıtıyordu.

"Akif ne oldu uykunu alamadın mı?" dedim Akif'in önünde durarark. Ağzında bir şeyler geveledikten sonra bana döndü.

GÖREVWhere stories live. Discover now