13. BÖLÜM

4.3K 286 50
                                    

       Yiğit'e sadece albaya haber vermesini söyledikten sonra helikopter ve iki kobrayla operasyona gelir gibi gelmişti. Bir an bu kadarını da yapmış olamaz diye düşünüp gelenlerin bana olmadığını sanmıştım ama gerçekten sadece takip edildiğimi söylediğim için bu kadar teferruatlı gelmişti. Allah'tan herhangi bir çatışma yaşanmamıştı da işimiz çabuk bitmişti. Eve gelip direkt uyuduktan sonra sabah karargaha geçmiştik ve içtima bile yapmadan toplantı odasına gelmiştik. Şimdi babam başımda bağırıyordu.

"NASIL BANA HABER VERMEZSİN?! 4 ARAÇ VAR! 20 KİŞİ!" aynı türküyü okuyup duruyordu. Artık başım ağrıtmıştı.

"Öyle deme devrem en azından birine haber vermiş. Ben buna bile şaşkınım." dedi Mehmet albay. Derin bir nefes aldım.

"Sonuç odaklı olursak sorun çıkmadı komutanım." dedim bıkkınlıkla. Bana bakıp dişlerini sıktı.

"Üsteğmen Ada Görgülü..." dedikten sonra bir süre sessiz kaldı. Yüzündeki sırıtıştan bir ceza alacağımı anladım. Of!

"Bu olaylar bitene kadar burada kalıyorsun. Sana oda tahsis edilecek. Askeriye senin için en güvenli yer." duyduğum şeyle hızla yerimden kalktım.

"Komutanım! Ben zaten askeri lojmanda kalıyorum!" dedim sitemle.

"Dün olanlar da lojman yolunda oldu!" dedi babam.

"Burdan dışarıya da mı çıkmayacağım?! Komutanım bakın duygusal kararlar veriyorsunuz!" dedim. Yiğit boğazını temizleyince bakışlar ona döndü.

"Komutanım karargahta bir hain var onu da unutmamak lazım. Burada tek başına kalması güvenli olmayabilir." dedi. Babama karşı beni savunmasına şaşırmıştım doğrusu.

"Burda bir yığın asker var." dedi babam.

"Senin komutanını da karargahta vurmuşlardı ama!" dedim. Anlık sinirle ağzımdan çıkanı kontrol edememiştim ve babamı en hassas noktasından vurmuştum. Babam elini masaya vurdu.

"ÜSTEĞMEN GÖRGÜLÜ!" diye bağırdı. Bağırmak değil de daha çok kükremek gibiydi. Gözlerimi yumdum. Boku yemiştim.

"Askeriyede güvende değilsin, evinde güvende değilsin! O zaman seni Ankara'ya alalım!" dedi.

"Burası çok güvenli yemin ederim." dedim çaresizce.

"Tamam sakin olun. O benim askerim Kerim bu şekilde bağıramazsın." dedi Mehmet albay. Babamın çok yakın arkadaşıydı ama askeri disiplini asla elden bırakmazdı.

"Senin askerinse benim de kızım!" dedi babam.

"Nüfus müdürlüğünde değiliz, askeriyedeyiz unutma. Şu anda benim askerim. Aile ilişkilerini karıştırma."

"Askeriniz konusunda kanaatiniz nedir Mehmet albayım?" dedi babam sahte bir merakla. İki tim de tenis maçı izler gibi bizi izliyordu.

"Burda kalmasına gerek görmüyorum."

"Evde yalnız kalsa daha iyi diyorsun?" dedi babam sorar gibi. Gözlerimi devirdim.

"Yanında timden birisi kalır eğer sorun tek kalmasıysa."

"Ben kalırım." dedi Yiğit. Bir anda söylediği şeyle ortam sessizleşti.

"Tamam sorun çözüldü." dedi Mehmet albay. Kaşlarım havalandı. Yiğit? Benimle? Aynı? Evde? SÜPER!

"Siz düzeninizi bozmayın komuta-" diye araya giren Oğuz'un sözü Yiğit'in ve benim bakışlarımla yarım kaldı.

"Bence de Yiğit komutanım kalmalı." dedi Oğuz korkuyla.

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin