8. BÖLÜM

5.4K 323 31
                                    

Savcıdan şikayetçi olduktan sonra getirdiğimiz çocuklar hakkında bilgi almıştık. Dosyaları kabarıktı. İşleri zordu. Neyseki bizim timi çıkartmıştık. Savcı ne olduysa şikayetini geri çekmişti. İstediğime ulaştığım için nedenini ve nasılını sorgulamamıştım.

    Ertesi sabah timle birlikte içtima yaparken bir er koşarak geldi ve önümde durdu. Şınav pozisyonundan kalkıp üzerimi düzelttim.

"Er Sezai Güven, Artvin. Emredin komutanım!"

"Rahat. Ne oldu?" dedim.

"Komutanım Ankara'dan Albay Kerim Görgülü acil ona ulaşmanızı söyledi." dedi. İçtimada olduğumuz için telefonum yanımda değildi. Bu kadar acil ne olmuştu? Kalp atışlarım hızlandı. Birine mi bir şey olmuştu?

"Devam edin geliyorum." dedim time dönerek ve koşar adımlarla odama gidip telefonumu açtım. 50'ye yakın cevapsız arama vardı. Korkudan ellerim titrerken beklemeden babamı aradım. İlk çalışta açtı.

"Ada nerdesin sen?!" diye bağırdı.

"Karargahtayım. Birine bir şey mi oldu baba?" diye sordum panikle.

"Biz iyiyiz ama olan sana olmuş. Bugün bana bir haber geldi. Bil bakalım ne?" diye sordu sinirle. Derin bir nefes aldım. En azından herkes iyiydi. Ama acaba ben ne bok yemiştim?

"Ne?"

"Üsteğmen Ada Görgülü'nün darp raporu ve savcı Enes Kılıç hakkındaki şikayet dilekçesi!" diye bağırdı. Gözlerimi yumdum. Bu adamın her şeyden anında haberi olması canımı sıkıyordu!

"Oldu öyle şeyler." dedim.

"Hemen açıklama istiyorum."

"Bizim tim bir olaya karışmış. Savcının arkadaşıymış insiyatif kullanarak bizimkileri ifade bile almadan nezarette tutuyordu. Güzel bir dille uyardım. Kendisi beni anlamadı ben de daha açık oldum. Sonra da delirdi." dedim. Babam derin bir nefes verdi.

"Ne yaptın?!"

"Rüşvet alma görüntülerini sızdırdım. Yani ben yapmadım sağolsun arkadaşlar yardımcı oldu." dedim.

"Sana zarar vermesine nasıl izin verirsin?!" babamın siniri hala tazeliğini koruyordu. Tek tek açıklamak yormuştu.

"Babacığım bana güvenmiyor musun? Benim bir planım olmasa sence izin verir miyim? Bir şey yapmadı ayrıca ben olayı büyüttüm." dedim sabırla.

"Ada adam açığa alınmış. Çok sinirli yüksek ihtimalle, nasıl bir şeyin içine girdiğini bilmeden yaptığın bu şey sorumsuzluk! Ben sana böyle mi öğrettim?! Önce adamı detaylı araştırman gerekirdi."

"Hiçbir şey yapamaz bunu sen de biliyorsun."

"Bilmiyorum! Detaylı araştırıyorum umarım kötü bir şey çıkmaz." dedi.

"Bu kadar panik yapmana gerek yok bu sinirini anlamıyorum." dedim. Gerçekten anlamıyordum.

"Rüşvet alan bir terörle mücadele savcısı. Bu iş sadece bununla da bitmemiş Ada! Olay araştırıldıkça içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Nasıl ilk bulduğun bilgiyle bu şekilde sorumsuzca hareket edersin?! Gerçekten çok sinirliyim sana!"

"Baba! Abartıyorsun. Başıma bir şey gelirse de ben hallederim!" dedim.

"Umarım gelmez!" diyip suratıma kapattı. Ya sabır!

"OF!" diye bağırdım kendi kendime. Üzerime gelinmesine sinir oluyordum. Beni kendisi yetiştirmişti ve şu anki güvensizliği gerçekten sinirlerimi bozmuştu. Sinirle bahçeye çıktım. Çardağa oturdum ve dün bana savcının görüntülerini atan arkadaşımı aradım.

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin