7. BÖLÜM

5.5K 356 20
                                    

     Dün eve geldikten sonra hiç konuşmamıştık. Atakan abim bir ara direksiyonu parçalayacak sanmıştım. Bir şey demiyordu ama sinirden direksiyonu o kadar sıkmıştı ki gerçekten elinde kalacaktı.

        Gece uyumamış bu sabah olacakları düşünmüştüm. Kimseye birini sevdiği için kızılmadı. Yani en azından öyle olmalıydı ama abimin tepkisini kestiremiyordum. Düşünmekten kafayı yememek için yerimden kalktım ve salona gittim. Atakan abim salonda oturuyordu. Dirseklerini dizine yaslamış ellerini önünde birleştirmiş düşünceli duruyordu. Anlaşılan Arel abim ve Begüm hala uyuyordu.

"Günaydın." dedim. Atakan abim derin bir nefes aldı.

"Günaydın." dedi. Gidip yanına oturdum ve sarıldım.

"Abi yapma böyle ya zaten çok fazla görüşemiyoruz. Çok sinirliyim aslında size ama bir şey demeyeceğim. Bunu da böyle geçirmeyelim. Sen neden bu kadar gerginsin kaç gündür?" dedim.

"Ada dün akşam biz ne yaşadık?" dedi.

"Unutsak daha iyi olur abi. Çünkü ben de sinirliyim."

"Onu unutsak Yi-"

"Heh. Dün yarım kalmıştı o muhabbet." dedim sözünü keserek. Benden ayrıldı.

"Ada anlatacağım ama bilmiyormuş gibi devam edeceksin." dedi. Kafamı salladım.

"Yiğit geldi bana. Beni hangi tim aldı o timde bir kadın vardı benim ona ulaşmam lazım dedi. Nedeni sordum ilk önce söylemedi. 1 sene seni aradı durmadan. Ben artık ona hayal kurduğunu o timde bir kadın olmadığını söyledim ama sanırım ceketin ondaymış. Yiğit benim yakın arkadaşım Ada evet iyi biridir ama nasıl bu kadar takıntılı oldu anlamadım. Resmen her yerde bıkmadan seni aradı. Sorun seni üzme ihtimali. Öyle bir şey olursa benim onun ağzını yüzünü dağıtmam lazım." dedi. Baktım sadece.

"Hangi mağara?" dedim. Kaşlarını çatıp bana döndü.

"Ne?"

"Hangi mağarada yaşıyorsun abi. Kardeşimi üzdün diye adam mı dövülür?! Ne bu töre dizisi mi?" dedim. Güler gibi oldu.

"Eren'e de bir şey söyleme lütfen." dedim.

"Öyle bir şeyin ihtimali yok. Onunla güzel bir konuşma yapacağız. Dün Yiğit o yumruğu atmasaydı ben atacaktım zaten." dedi. Gözlerimi devirdim.

"Abi hangi çağdayız ya-"ben sözümü tamamlayamadan evin içinde bir koşturma oldu ve tuvaletin kapısı hızla kapandı. Yerimden kalktım. Arel abim de uyanmış tuvaletin kapısının önünde duruyordu.

"Noluyor?" dedim.

"Begüm'ün midesi kötü oldu. Sabahları böyle oluyor." dedi.

"Aşkım iyi misin?" kapıyı çalarak içeriye seslendi.

"İyiyim!" dedi Begüm.

"Günaydın bu arada." dedim. Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.

"Günaydın. Uyumamışsın." dedi. Gülümsedim. Atakan abim fark etmemişti ama Arel abim de istihbaratçı olduğu için ondan da bir şey kaçmazdı.

"Uykum yoktu." dedim.

"Tabii öyledir." tuvaletin kapısı açıldı. Begüm bembeyaz olmuş saçı başı dağılmıştı.

"İyi misin?" dedim. Sarıldı ve ağlamaya başladı. Şoka girdim.

"İyiyim. Sabahları böyle oluyor." dedi.

"Neden ağlıyorsun canım?" dedim.

"Sizi de uyandırdım." dedi iç çekerek. Abime döndüm.

"Hayatım saçmalama istersen şunun tipine bak uyumuşa benziyor mu?" dedi abim.

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin