ON YEDİNCİ BÖLÜM

2.6K 348 79
                                    

Okuduklarımdan sonra kendime gelmem biraz zaman aldı. Sahiden de böyle bir şey amaçlıyor olabilirler miydi? Vhalaxlar mutasyonları insanlara birer melek gibi gösterip, artık ne alçakça şeyler düşünüyorlarsa, o fikirlerini hayata geçirmede kullanabilirler miydi?

Görünen o ki kullanacaklardı. Ve şimdi anlıyordum ki, onların bu düşünceye kapılmalarına vesile olan kişi ikizimdi.

Raiden kanatlı mutasyonları geliştirirken, bunu şimdiki zamandan esinlenerek yapmıştı. Eminim bu konuda epey çalışmıştı. İkizim işine odaklanırken oldukça takıntılı olabiliyordu çünkü. Meleklerle ilgili benim bildiğimden de çok şey öğrenmiş olması muhtemeldi.

"Düşmüş melekleri okumuştum," Haileen'ın kendi içimde yaşadığım hesaplaşmayı bölen sesini duyunca ona doğru döndüm. Oturduğu sandalyede öne arkaya sallanıp duruyordu. "Onlar da kendi aralarında ikiye ayrılıyorlar. Tanrı'ya isyan eden Lucifer'le birlikte olanlar ve gözcü statüsündeyken insanlara özenip onlar gibi olmak istedikleri için sürülenler...

Grigoriler olarak bilinen gözcüler, Lucifer ve yandaşlarından çok daha ılımlılar ama tabii sonuçta hepsi aynı kaderi paylaştılar. Birer Asi Melek oldular.

Öykülerde ve mitlerde anlatılanlar bu şekilde. Doğrusu ben meleklerin bu kadar cisimleştirilmesi yanlısı değilim. Kutsal kitaplarda da söylendiği gibi, onlar insani olan her eylemden muaflar. Bence bu anlatılanlardan çok daha kutsallar."

"Bence de," Kaen'in Haileen'ı desteklediğini görünce şaşkınlıkla ona baktım. Ne yaptığını yeni fark etmiş gibi, ağabeyimin yüzü kızardı. Dişi Rhilin'le yüz yüze gelmemek için mutfakta dolanmaya başladı. "Yani bana göre de melekler daha ilahi özelliklere sahipler. Öyle intikam peşinde koşacak kadar basitleştirilemezler."

"Ben de öyle düşünüyorum ama Cyra'nın okuduklarını siz de duydunuz," diyen Jasen bilgisayarın ekranını işaret etti. "İnsanlar tüm bu yazanlara inanıyorlar. Belki de bu tür şeylere sığınma ihtiyacı duyuyorlardır, bunu bilemeyiz. Bir düşünceyi ne kadar benimseyip kabullenirseniz, o kadar gerçekçi olur.

Bunu sabah – akşam ritüel edasında tekrarlayan insanlar var belli ki. Yani, şu televizyonlarda falan gösterilen filmleri görmediniz mi? Hep bu tür, doğaüstü konuları ele alıyorlar. Buna inanmak istiyorlar. Bunu gerçeklikten kaçış olarak görüyorlar belki ve bunun için de onları yargılayamayız. Çünkü herkes, her sabah çok daha güzel bir güne uyanmak istiyor. Güven duymak ve güven vermek... Monoton hayatlarına yeni bir heyecan katma derdindeler.

Vhalaxlar ve mutasyonlar da ellerine geçen bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istiyorlar. Sizce içlerinden biri çıkıp kendisini göstermeye kalksa, insanlar ne düşünür?

Ben söyleyeyim; çoğu başta bir şaşkınlık yaşar, bizde de olduğu gibi. Ama hemen sonrasında her birey kendince bir yorumda bulunarak, olayı destansı bir noktaya taşır. İnsanların doğasında var bu galiba. Tarihin başlangıcından bugüne kadar geçen süre içinde yaşanan şey bu. Her zaman kendimizden daha güçlü, daha kudretli ve daha büyük olan şeylere özlem duyuyoruz. Onlara kavuşmak için de her yolu deniyoruz."

Jasen'in anlattıklarının bire bir yaşanacağından artık neredeyse emindim. Ne yazık ki soyum ve yandaşları mutasyonlar burada, Eski Dünya'da da kutsal oldukları yalanlarının arkasına sığınıp egemenlik yarışına soyunacaklardı.

Buna ne kadar insan inanırdı, bilemiyorum ama her devirde bağnazca, fanatik bir tutkuyla mürit olmaya hazır kişilerin olduğunu biliyordum. Mutlaka yanlarına çekecekleri ve desteklerini alacakları bir grup olacaktı.

Ve onları tıpkı birer misyoner gibi kullanarak, başka insanlara da kendileri hakkında ortaya attıkları birer düzmece senaryodan ibaret olan şaşalı varlıklarını yaymalarını sağlayacaklardı.

KUSURSUZ #2- Eski DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin